Bu yılın ocak ayı ile birlikte enflasyonun 'BAZ' etkisi ile düşeceğini ancak seçimlerden sonra özellikle de temmuz ayında rekor derecede artacağını söylemiştik.
Dediğimiz gibi de oldu. Temmuz ayı ve yıllık enflasyon oranları açıklandı. TÜİK'in verilerine göre; temmuz ayında aylık enflasyon yüzde 9,49, yıllık enflasyon ise yüzde 47,83 ile temmuz aylarının en yüksek enflasyon rakamına ulaştı.
Halbuki bizim alışık olduğumuz neydi. Yaz aylarında meyve sebze bollaşır, enflasyon da düşer. Halbuki öyle olmadı.
Şimdi bu baz etkisi neydi önce onu bir hatırlatalım;
Ekonomide anormal iniş veya çıkışlardan sonra, normal duruma dönüşe, baz etkisiyle oluşan değişim ya da kısaca ‘baz etkisi’ adı veriliyor.
İşte bu baz etkisi dediğimiz durum, temmuz ayında bitmişti. Baz etkisi bitip de zam furyası başlayınca resmi enflasyon da yükseldi.
Gelelim TÜİK'in açıkladığı bu enflasyon rakamları gerçeği yansıtıyor mu tartışmalarına...
Öncelikle şunu söyleyeyim; açıklanan bu verilere vatandaşlar asla inanmıyor. TÜİK'in açıklaması internet sitelerine düşer düşmez, "Ne 47'si? Yüzde 150'den aşağı değil" diyenlerin sayısını yorumlar bölümünde siz de görürsünüz.
Zaten ENAG'ın verileri de her zaman olduğu gibi yine TÜİK'in rakamları ile örtüşmedi. ENAG'ın açıklaması temmuz ayı aylık enflasyon oranının yüzde 13,18, yıllık enflasyonun ise yüzde 122,88 olduğu yönünde.
Bu açıklanan verilerde beni en çok 'gıda enflasyonu'nun ne olduğu ilgilendiriyor. Bu pahalıkta, mutfaktaki yangını söndüremeden, enerji, konut, ulaşım v.s. enflasyonuna bakamıyorum bile.
Gıda enflasyonunda TÜİK'in açıkladığı veriler bile durumun büyük bir faciaya doğru gittiğini gösteriyor. Şu anda Türkiye'de yıllık gıda enflasyonu yüzde 60’ın üzerinde. Tam rakam; yüzde 60,72.
Eskiden temmuzda tarla ürünleriyle sebze meyve fiyatı eksiye düşerdi hani. Unutun o günleri. Oysaki temmuz ayında fiyatı en çok artan ürünler listesinde sebze ve meyve var. Sebzedeki fiyat artışı yüzde 20,11, meyvede ise yüzde 15,65. Bu artıştan ekmek de nasibini aldı. Artış oranı ekmekte yüzde 14,40.
Neden böyle oldu. Birincisi baz etkisi yani normal dönem sona erdi. Enflasyon yeniden yükselişe geçti. Bunun birinci nedeni ise seçimlerden sonra başlayan zam furyası. Çünkü akaryakıta gelen rekor zamlar, üretici enflasyonunu patlattı.
Bakın sadece 1 aylık mazot zammı yüzde 51,9. Seçimden bu yana motorine toplam yüzde 103 zam geldi.
Gübrenin de ondan aşağı kalır yanı yok. Temmuz ayında ÜRE gübresi yüzde 33, DAP gübresi ise yüzde 16,9 zamlandı. Çiftçi bu zamlı girdilerle üretim yapacak.
Merkez Bankası'nın yeni başkanı geçen hafta 2023 yılı enflasyon tahminini yaklaşık olarak yüzde 60'a çıkarmıştı. Bu seviyede kalırsa şükredelim derim. Bu üretici enflasyonu ile bu tahminin bile üzerinde olmasını bekliyorum çünkü.
Ekonomik büyümeyi önceleyip, enflasyondaki yükselişi hesaba katmazsanız, seçimlerden önce TL’nin değer kaybını rezerv eriterek, kamu zamlarını erteleyerek, vergileri düşürerek ‘ekonomide sorun yokmuş’ gibi görüntü sunarak seçmeni kandırabilirsiniz. Ama bakın bir yere kadar. Seçim bitti, şimdi sonuçları acı acı milletten çıkıyor!
Yeni ekonomi yönetimi ise, böyle bir gidişat karşısında politika faizini kademeli artırmanın yanı sıra diğer enstrümanlarla enflasyonu düşürecek çalışmalar yapacağını söylüyor. Oysaki şu ana kadar açıklanmış ne doğru dürüst bir ekonomik program gördük ne de ciddi bir yapısal önlem var.
Enflasyon canavarı, TL'sını yemeye devam ediyor enflasyonla mücadele için yapılanlar ise; yoğun bakımdaki hastaya aspirin vermeye benziyor.
Durum bu kadar net!