Seçimlerin üzerinden üç ay geçti ve ekonomi yönetiminin başına getirilen Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası'nın uygulamalarına ilişkin uluslararası piyasalardan ve derecelendirme kuruluşlarından ardı ardına olumlu mesajlar gelmeye devam ediyor.
Örneğin Türkiye'nin cari işlemler hesabı haziranda 674 milyon dolarla, ekim 2021'den bu yana ilk defa fazla verdi. Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's de Türkiye'ye ilişkin değerlendirmesinde, yeni ekonomi politikalarının sürdürülmesi ve risklerin azalması halinde görünümün pozitife dönebileceği ve not artırımını gündeme getirebileceğini bildirdi.
Ülkede Ortodoks politikalara dönüşün beklenilenden daha hızlı gerçekleştiği kaydedilen değerlendirmede, bu durumun tahmin edilebilirliği artırdığına dikkat çekildi.
İngiltere'nin önde gelen bankalarından Barclays de gelişmekte olan piyasalar araştırma raporunda, Merkez Bankası'nın (TCMB) döviz rezervlerindeki artışın devam etmesinin beklendiğine vurgu yaptı.
Barclays'in raporunda, "Ağustos ortasından 2024 yılı sonuna kadar yabancı para cinsinden rezervlerde 17 milyar dolarlık ek bir iyileşme bekliyoruz. Seçimlerden bu yana TCMB, brüt rezervlerini 17 milyar dolar artırdı ancak yılın geri kalanında, sonbaharda mevsimselliğin tersine dönmesiyle trendin yavaşlayarak 2 milyar dolar daha artmasını bekliyoruz" deniliyor.
Döviz rezervlerindeki iyileşmede kaynak beklenen diğer bir adres de bilindiği gibi Birleşik Arap Emirlikleri. Bu kaynak da önceden yüklenirse 2024'te rezervlerde 14 milyar dolarlık ek bir iyileşme daha bekleniyor.
Uluslararası piyasalarda Türkiye'nin ekonomik görünüme ilişkin bu gelişmeler olurken, şimdi asıl merak edilen Orta Vadeli Program. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Orta Vadeli Programı (OVP) eylül ayının ilk yarısında açıklayacaklarını duyurdu.
En son Berat Albayrak'ın Hazine ve Maliye Bakanlığı döneminde açıklanan Orta Vadeli Program'ın Türkiye'yi 3 yılda getirdiği noktayı hepimiz biliyoruz. Bizim bu 'faiz sebep enflasyon sonuç' nevi şahsına münhasır ekonomi politikamız yüzünden başımıza gelmeyen kalmadı. Enflasyon uçtu, kur yükseldi, kuru sabit tutabilmek için Kur Koruma Mevduat adı altında her an patlamaya hazır bir balonu şişirdiler, ödemeler dengemiz bozuldu, Merkez Bankası'nın rezervleri eridi, hayat pahalılığı giderek arttı.
Şimdi ise krizden çıkarıp çıkarmayacağı merak edilen yeni OVP'de makro rakamlar güncellenecek ve önümüzdeki 3 yıla ilişkin yeni bir yol haritası belirlenecek.
Yani yeni Orta Vadeli Program, 'faiz sebep enflasyon sonuç' anlayışının Türkiye'yi getirdiği bu ekonomik açmazdan kurtulup kurtulmaması noktasında önemli bir kilometre taşı olacak.
Peki ya enflasyon?
Bakın Rusya Merkez Bankası daha geçen gün, enflasyonda artış eğilimini (% 4,3) gördüğü anda faizi (% 8,5'dan % 12'ye) yükseltti.
Enflasyondaki artışı ilk anda faizi artırıp durdurmazsanız sonrasında faizi çok daha fazla artırıp çok daha ağır maliyetlere katlanmanız gerekir. İşte biz şu anda o durumdayız.
Çünkü sadece bu yılın ilk 7 ayında bütçe açığı 434,6 milyar TL oldu. Temmuz ayı itibarıyla bütçe açığıyla nakit açığı da eşitlendi.
Öte yandan, Türkiye'de işsizlik oranı ise, haziranda bir önceki aya göre 0,1 puan artışla, yüzde 9,6'ya yükseldi.
Enflasyondaki yükselme eğilimi devam ederken yeni ekonomi yönetimi bilindiği gibi, enflasyondaki düşüş için 2025'i işaret etti.
Yani ekonominin durumu merhum Cumhurbaşkanı Demirel'in söylediği gibi tek kelimeyle ifade edilirse "iyi" ama iki kelimeyle ifade etmemiz gerekirse hala "İyi değil."