Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin kurduğu SCADA sistemi ile kayıp-kaçak oranını düşürmüş.
Bu sistemle tesislerini 7/24 izleyen SASKİ, su tüketimini takip edebiliyormuş ve bu sistem sayesinde il genelindeki kayıp-kaçak su oranı yüzde 37.2’ye, 4 merkez ilçede ise yüzde 29’a düşürülmüş.
Bu 4 ilçe Atakum, İlkadım, Canik ve Tekkeköy. Bu sayede 8 milyon metreküp suyun heba olmasını önlediklerini belirtiyorlar.
Kaçak kayıp su konusunda, çok büyük bir zararda olduğumuz sadece bu verilerle bile ortaya çıkıyor. Düşünsenize sadece 4 ilçede 8 milyon metreküp su heba olacakken kurtulursa, Samsun'un 17 ilçesi olduğuna göre diğer 13 ilçede heba olan su miktarı nedir dersiniz?
Bu konuda bir araştırma yaparken yine Büyükşehir Belediyesi kaynaklı 3 yıl önce yapılmış bir habere denk geldim. Samsun Büyükşehir Belediyesi'nce 2020 yılının ilk 8 ayında toplam 928 kişi hakkında kaçak su kullanmaktan işlem yapılmış ve kayıp 242 bin 669 metreküp suyun karşılığı olarak da 1 milyon 962 bin 690 TL ceza kesilmiş.
Tabi bunlar tespit edilebilenler. Bir de kayıp ya da kaçak olduğu tespit edilemeyen su miktarı var. Bunlar da benim senin gibi faturalarını düzenli olarak ödeyen abonelere ödettiriliyor. Yani bu kaçak kaçak su kullananların faturası da bizden çıkıyor. Üstelik her ay enflasyon farkı da üzerine konularak.
Hatırlarsanız 2022 yılından bu yana Samsun Büyükşehir, su faturalarında TEFE/TÜFE uygulamasına geçti. Her ay su tüketim bedeline enflasyon ne kadar artmışsa, o oranda zam yapılıyor. Yani bizim faturalar otomatik zamlanıyor anlayacağınız.
Bu arada unutmadan hatırlatayım; Türkiye'nin en pahalı suyunu bize içiren SASKİ, 2023'te 51 milyon TL İller Bankası ve diğer bankalara çeşitli yatırım projelerine kaynak sağlanması gerekçesiyle borçlanma yoluna gitti.
SASKİ'nin 2019-2023 arasındaki toplam borç stoku ise 1 milyar 942 milyon TL'yi bulmuş durumda!
En pahalı suyu iç ama yine borçlusun! Şaka gibi!
***
IRAK’TA YİNE MEHMETÇİĞE SALDIRDILAR:
Irak’ta önce 23-24 Aralık'ta 12 Mehmetçiğin şehit olduğu sızma girişiminin ardından, Pençe-Kilit operasyonlarının üs bölgesine cuma günü yapılmak istenen sızma girişiminde ise 9 Mehmetçiğimiz daha şehit oldu.
Saldırının gerçekleşme şekline bakılırsa, kış aylarında mağaralarından burunlarını bile çıkaramayan teröristlerin, kimden istihbari, teknolojik mühimmat ve eğitim desteği aldıklarını tahmin etmek hiç de zor değil.
Pençe Kilit operasyonunda görevli Türk askerlerine yönelik saldırıları, Gazze meselesi ile bağlantılandırıyorum ben. Şöyle ki; Irak’taki iki etkin ülke, İran ve ABD, tamamen karşıt nedenlerle Türkiye’nin Gazze meselesi konusunda izlediği politikadan rahatsız durumda. AK Parti hükümetinin “Hamas terör örgütü değildir” çıkışı Washington’u, Türk yetkililerin İsrail’e karşı çok sert söylemlerine rağmen bu ülke ile ticaretin resmen kesilmemiş olması ise Tahran’ı rahatsız ediyor. İki ülke de bu rahatsızlıklarını kimi zaman kamuoyu önünde, kimi zaman ise diplomatik kanalları kullanarak sürekli Ankara’ya iletiyorlar.
Uzun süredir istikrarın hakim olduğu, şehit ya da yaralı haberinin pek gelmediği Irak’taki Pençe Kilit operasyonunda, bu dönemde bir anda Mehmetçiklerimizin teröristlerce şehit edilmesine, bir de bu açıdan bakmakta fayda var. Gazze ateşi, umulanın aksine, giderek yayılıyor.
Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine de büyük sabır diliyorum. Aziz milletimizin başı sağolsun!