Tarih 24 Ağustos 2016.
Türkiye, amacı; Suriye sınırında genişliği 70, derinliği 40 km. bir alanı IŞİD'den arındırmak, sınır güvenliğini sağlamak, bölgeyi terör ve teröristlerden arındırmak olan Cerablus'a yönelik Fırat Kalkanı harekatını başlattı.
Bu harekat, Suriye'de 'stratejik derinlik' politikasından vazgeçilip, Türkiye'nin çıkarlarını koruyacak yönde yeni bir dış politikaya yönelindiğini gösteren, geç de olsa çok olumlu bir yönelimdi!
Tüm terörist grupların tasfiye edilerek Suriye'nin üniter bütünlüğünün sağlanması, iç savaşın sonlandırılması Türkiye'nin güvenliği açısından hayati önemdeydi.
Türkiye, Fırat Kalkanı harekatıyla, uluslararası ve bölgesel güçlerle anlaşarak meşru müdafaa hakkını kullandı.
Bu harekat ile ABD'nin, Türkiye'nin Fırat'ın batısına PYD-YPG geçmemeli tezlerini kabul etmiş olması da olumlu bir gelişmeydi.
Fırat Kalkanı'nın ardından Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı harekatları geldi.
Bu harekatlar da Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü ve destekçileri tarafından "terör koridoru" kurmaya yönelik çalışmaları ortadan kaldırmaya yönelikti.
Fırat'ın batısındaki 'terör koridoru' bu harekatlar sayesinde kapatıldı.
Peki ya Fırat'ın doğusu?
Ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 23 Mayıs'taki Kabine Toplantısı'nın ardından millete sesleniş konuşmasında, "Güney sınırlarımız boyunca 30 kilometre derinliğinde güvenli bölgeler oluşturmak için başlattığımız çalışmaların eksik kalan kısımlarıyla ilgili yeni adımları da yakında atmaya başlıyoruz" dedi.
Bu kez hedef; Şanlıurfa'nın Suruç ilçesi karşısında yer alan Halep vilayetine bağlı, Ayn El Arab (Kobani) ile Kilis'in kuzeyindeki Halep'e 40 kilometre uzaklıktaki Tel Rifat ilçesi.
Bu bölge neden önemli?
Çünkü Tel Rifat ile Kobani, terör örgütünün çok önemli aktarma merkezlerinden biri.
Bu bölgeler üzerinden diğer alanlara her türlü silah, cephane ve terörist aktarımı yapıldığı için her iki yerleşim birimi de PKK-YPG'nin can damarı niteliği taşıyor.
Hiçbir Türkiye vatandaşının Türkiye karşıtı terör örgütleri ya da devletlerin politikalarının savunucusu olması kabul edilemez; Türkiye'nin sınır güvenliğinin sağlanması ve terör gruplarından temizlenmesi, Arap dünyasına açılan iletişim ve ticaret kapılarının kapatılmaktan kurtarılması Türkiye devleti ve yurttaşlarının çıkarınadır.
Türkiye'nin hem kendi çıkarlarına hem de Suriye halkı ve devletinin çıkarlarına uygun olarak BOP politikalarından yakasını kurtarması yaşanmakta olan Suriye mülteci kriziyle yıllardır yaşanmakta olan insanlık dramının da çözümü yönünde olumlu bir adım olacaktır.
Fırat'ın doğusuna yönelik bu harekat için hazırlıkların tamam olduğunu, başlamak için ise, 'emir' beklenildiğini biliyoruz.
Diğer taraftan önce Antalya'daki, pazar günü de İstanbul Taksim'de 6 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine, 80'e yakın vatandaşımızın da yaralanmasına neden olan terörist saldırıya, tam da bu gözle bakmanızı öneririm.
Türkiye'nin canını yakan bu 'terör koridoru'na en ağır darbe, daha fazla vakit geçirilmeden mutlaka vurulmalıdır.