50 yıllık yaşamımın 30 yılını gazetecilik yaparak geçirmiş birisi olarak, onca siyasi parti lideri, siyasetçi, milletvekili bakan, bürokrat, vali, kaymakam tanıdım ama böylesine ne denk geldim ne gördüm ne de duydum.
Artvin'in Yusufeli Kaymakamı Hacı Kerim Meral'den bahsediyorum. İddia o ki bu genç kaymakamımız, yemek yediği restoranda 'döneri beğenmedim' diyerek hesabı ödemeden çıkıp gitmiş.
Olay şöyle; önce bir güzel cağ döneri götürmüş ardından sütlacını yemiş, üzerine çayını da içmiş masadan kalkıp kasaya doğru yönelmiş. Yönelmiş yönelmesine de bütün müşterilerin içinde pilavı, sütlacı beğenmediğini dile getirerek işletmeden ayrılmış.
İnanılır gibi değil! Esnaf bu ekonomik şartlarda zaten çok zor durumda, bir de yemeği silip süpürdüğün halde, işletmeye tüm müşterilerin önünde hakaret eden ama hesabı bile ödemeyen kaymakamla uğraşıyor. Görüntüleri izleyin o esnaf, kaymakamdan daha bir görgülü ve efendi. Kolonya bile tutmuş.
Geçen yıldı sanırım yine bir kaymakam skandalı gazeteleri yansımıştı. Arkadaşlarıyla birlikte havuza giden bir kaymakam yine hiçbir hesap ödemeden ayrılmıştı da millet şaşkınlıktan kalakalmıştı.
Kaymakam demek, devlet demek. Cumhurbaşkanının illerdeki temsilcisi valiler, ilçelerde ise kaymakamlardır. Bu nasıl bir düşük profilli kaymakam ki kendini küçük düşürdüğü yetmezmiş gibi devleti de küçük düşürüyor. Hayır başka birisi olsa bu kadar büyümez bu konu ama devleti temsil eden bir kaymakamın düştüğü hale bakar mısınız?
İçişleri Bakanlığı bu kaymakam hakkında gerekeni yapmalı. Temsil ettiği devleti küçük düşüren bir kişiden kaymakam falan olmaz.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, bu kaymakamı merkeze geri çekip, yeniden bir mülakata alsa iyi olur diye düşünüyorum. Ama bu kez mülakatı adab-ı muaşeret kuralları üzerine yapın derim.
Bu kaymakam yüzünden kaymakam evlatla babasının fıkrası geldi aklıma. Hani ne diyordu o fıkrada baba oğluna: Ben sana kaymakam olamazsın demedim oğlum...
Babasının ne 'olamazsın' dediğini varın siz tamamlayın!
***
İYİ PARTİ ERİYOR
İYİ Parti'nin son günlerde fazlasıyla başını ağrıtan istifalar aslında geçen yıldan bu yana gündemde. Geçen yıl Recep Tayyip Erdoğan’ın İYİ Parti Lideri Meral Akşener’e yaptığı çağrının ardından, İYİ Parti’den AK Parti’ye katılımlar da başlamıştı. Önümüzdeki yıl mart ayında yapılacak yerel seçimler öncesinde ise İYİ Parti’deki istifa dalgası adeta kara deliğe dönmüş durumda. Sadece son 4 günde 600 istifanın geldiği konuşuluyor.
İYİ Parti kurucularından Taylan Yıldız, Mamak İlçe Teşkilatı’ndan 62 üye, İYİ Parti Samsun İlçe Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri İYİ Parti Kurucusu ve eski Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin, İYİ Parti Ankara İl Başkanı Faruk Köylüoğlu, 27. Dönem Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, Zonguldak Merkez İlçe Teşkilatı’ndan 64 üye. İYİ Parti’yi kuran 200 kişiden 70’inin de geçtiğimiz yıllarda partiden istifa ettiği belirtiliyor.
Kim mi bu kurucular? ANAP’lı eski Devlet Bakanı Ahat Andican, eski İzmir milletvekili Aytuy Çıray, Ali Türkşen, İlay Aksoy, İsmail Ok istifa eden kurucular arasında. DSP’li eski bakanlar Aydın Tümen, Suat Çağlayan, eski MHP Afyon Belediye Başkanı Hayrettin Barut, eski MHP Kadın Kolları Başkanı Hediye Akdere, eski DYP milletvekilleri İbrahim Cevher Cevheri, Yıldırım Ulupınar, eski ANAP vekili Mahmut Bozkurt, eski MHP milletvekillileri Mustafa Erdem ve Özcan Yeniçeri de istifa eden kurucular arasında.
İYİ Parti'nin Samsun’daki en önemli temsilcilerinden Genel İdare Kurulu Üyesi Ömer Süslü de olan bitenden dolayı oldukça huzursuz. Sosyal medya hesabında üstü kapalı bir şekilde, "Bu yolun sonu hiç hayra alamet değil. Bir şeyler yapmalı, bir çıkış yolu bulmalıyız. Bu böyle gitmez, gitmemeli. Emekler heba oluyor haberiniz olsun" mesajını paylaşan Süslü'ye, takipçilerinden birisinin yaptığı yorum, İYİP'in şu anki durumunu adeta özetliyor sanki. Diyor ki o partili, "Güneşe bırakmış buz kalıbı gibiyiz" Haklı; İYİ Parti'deki bu erime hiç de hayra alamet değil.