20 Ocak 2023 tarihli yazıma 16 yıl önce Ogün Samast tarafından katledilen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in eşi Rakel Dink'in şu sözleriyle başlamıştım;
"Ben gittiğimde eşimi kaldırmışlardı. Kanını gördüm kaldırımın üstünde. Sonra hep üzüldüm, niye uzanıp oraya yanına yatmadım diye. Sonra hep üzüldüm. Çıkarken Agos'tan, baktım orayı sabunla suyla yıkıyorlar. Temizlemeye çalışıyorlar. Sanki temizlenirmiş gibi. Suyla sabunla temizlenir mi dökülmüş kan..."
Hrant Dink cinayeti; siyasi suikastlar ve cinayetleri de içinde barındıran Türkiye siyasi tarihinde çok önemli bir karanlık süreci başlangıcı.
CIA-FETÖ 15 Temmuz darbe girişimine giden süreçte, Tahir Elçi'nin öldürülmesi, Rus uçağının düşürülmesi, Uludere katliamına kadar uzanan, o karanlık süreci…
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de gazete binası önünde Ogün Samast tarafından düzenlenen suikast sonucu yaşamını yitirmişti.
Cinayetin 17 yaşındaki faili Ogün Samast, bir gün sonra 20 Ocak'ta Samsun Otogarı'nda yakalandı, yargılanıp cezaevine konuldu.
Cinayetin ardından geçen 16 yıllık süreçte neler neler söylenmedi ki?
Samast'ın bu cinayeti tek başına işlemediği arkasında bir ekibin olduğundan tutun da "hassas ve milliyetçi gençler" olduğu tezine, "Ergenekon örgütü tarafından yönlendirilen bir grup" olduğuna, buradan da, "Ergenekon soruşturmasını açabilmek için Fethullah Gülen cemaatinin organize ettiği grubun cinayeti gerçekleştirdiğine" uzanan tezler, iddianameye dönüştü.
Şimdiye kadar 3 kez iddianame hazırlanan Hrant Dink cinayetinde, üçüncü iddianame sonrasında yapılan yargılamalarda 37 kişinin beraatine karar verilirken, 26 sanık cezaevine girdi.
Ve bugün mü? Cinayetin arkasında kimlerin olduğu daha tam olarak anlaşılamamışken Ogün Samast, koşullu salıverilme kapsamında, “iyi halden” önceki akşam saatlerinde Bolu F Tipi Cezaevi'nden tahliye edildi.
Hrant Dink'i öldürdüğünde 17 yaşında olan Ogün Samast 16 yıl 10 ay hapiste kaldı. Ya cinayetin arkasındaki karanlık güçler, onlar yargılanabildi mi?
Hayır. Hrant Dink'in ailesi öldürülmeden önce Dink’e yönelik linç kampanyasını örgütleyenler başta olmak üzere cinayette sorumluluğu olan, iştirak eden devlet görevlilerinin önemli bir kısmı hakkında iddianame düzenlenmediğini, soruşturmada esas olarak cinayetin kararını kimlerin verdiği ve hangi süreçlerden geçirilerek bu cinayetin işlendiğinin somut olarak açığa çıkarılmadığını vurguladılar.
Dink'in ailesi ayrıca son yargılamanın da cinayeti tam olarak açığa çıkarmayan, cinayette sorumluluğu olan birçok kişinin beraatı ile sonuçlanan ve sorumlular hakkında hüküm kurmayan bir karar olduğunu ifade ettiler.
Sonuç olarak, CIA güdümlü 15 Temmuz kalkışmasına giden süreçte Hrant Dnik cinayeti, daha sonra meydana gelen cinayet, bombalamama olayları hatırlandığında FETÖ'nün sıktığı 'ilk kurşun' olması nedeniyle çok önemliydi. Hatta İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu Savcısı Kökçü'nün tespitine göre FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün şiddet içeren bir 'başlangıç' eylemiydi.
***
Hrant Dink cinayeti ulusalcı yurtsever güçlerin tasfiyesine dönük emperyalist operasyonların hedefleri içinde yer buluyor kendine. Hrant'ın emperyalizm karşıtı bir sosyalist olarak Uğur Mumcu ile aynı tasfiye edilen kesim içinde yer alması bana göre anlamlıdır.
16 yıldır ne yazık ki cinayette kullanılanları bile hakkıyla yargılayıp, cezalarını veremediğimiz gibi, bir de üstüne üstlük cinayet silahı eline verilen maşayı da 'iyi halden' tahliye ettik.
Maşayı tutan ele mi?
'İyi hal'den vurulurken, ona nasıl uzanacağız ki!