Bugünlerde sıklıkla kullanılan bir kavramla karşı karşıyayız.
Kara para.
Özellikle Polat ailesinin başına gelenler ardından yine sosyal medyada 'fenomen' denilen kişilerin gözaltına alınmaları, ardından da tutuklanmaları ile devam eden süreçte, bu 'kara para aklama' meselesini sık sık duyar olduk.
Paranın 'ak'ı karası nasıl oluyor?
Öncelikle; yasa dışı yollarla elde edilen kazançlara kara para deniyor.
Nedir bu yasa dışı yollar? Genellikle kaçakçılık, uyuşturucu ticareti, fuhuş, yasa dışı silah satışı, yasa dışı kumarhane işletilmesi gibi konusu suç oluşturan faaliyetlerden elde edilen gelirler ve servetler.
Örneğin ülkeye kaçak yollarla yasaklı maddeler sokup burada pazarlayan kişilerin elde ettiği gelir kara paraya örnektir.
Kara para, konusu suç oluşturduğu için vergi ya da başka açılardan bildirim konusu olmaz, dolayısıyla bu yolla elde edilen kazançlar vergi ve kayıt dışı kalır.
Bununla birlikte eğer vergi idaresi veya vergi müfettişleri bu tür bir kazancı saptarlarsa vergilendirirler.
Türkiye, son yıllarda kara para ekonomisi olarak dünyanın zirvesine çıktı. Hatta diyebiliriz ki Kolombiya ile aşık atacak hale geldi.
Ve öyle görünüyor ki günümüzde kara paranın en kolay aklandığı yerler güzellik salonları, takıcılar gibi yerler.
O nedenle ülkenin her tarafında mantar gibi güzellik salonları türedi.
Kara paranın önüne geçilmesinin birinci kuralı nedir derseniz; temiz ve dürüst bir siyasal kadro ve bürokrasidir.
Gelişmiş ülkelerde en etkili, en korkulan kamu kurumu 'mali suçlar' bölümüdür.
Bizde de MASAK böyle operasyonlarda çok önemli bir işlevi yürütüyor.
"Temiz toplum" için bu bölümün en etkili, en korkulan bölüm haline getirilmesi, en temiz kamu teşkilatı olarak muhafaza edilmesi ülkemiz için hayati öneme sahip diye düşünüyorum.
Hele de son yaşadığımız bu olaylardan sonra…
Türkiye, kara para aklayanların cenneti olamaz, olmamalıdır!