Bir haber ajansının internet sitesinde gördüm dün haberi.
Türkiye'den ABD'ye kaçırılan 9 parçadan oluşan 6 tarihi eser, Antalya Müzesi'nde düzenle törenle iade edilmiş.
Türkiye'nin ilk kadın arkeoloğu Prof. Dr. Jale İnan'ın çalışmaları, gazeteci ve yazar Özgen Acar'ın araştırmalarıyla sağlanan bilgiler, iadelerin gerçekleşmesinde büyük rol oynamış.
İade edilen eserler bakın şöyle:
Roma İmparatoru Lucius Verus'un insan boyutundaki bronz heykeli, Antalya'daki Perge Antik Kenti kökenli Roma dönemine ait sütunlu lahit parçaları, Batı Anadolu'da M.Ö. 3 binde yaygın olarak görülen şematize edilmiş kadın figürlerinden, erken Tunç Çağı'na tarihlendirilen mermer 'Kusura tipi idol', Anadolu kökenli bir tanrı olan gümüş Apollon heykelciği, oturur şekilde tasvir edilmiş Attis heykelciği ve Isparta'nın Pisidia Antiokheia Antik Kenti'ne ait düver pişmiş toprak levha.
Bu ülkede tarihi eser kaçakçılığı diye bir 'kaçakçılık' suçu olduğunu hepimiz biliriz.
Hele ki 'define avcılığı.' Çok rağbet edilir bizim ülkemizde.
Ellerinde aletler, haritalar ve kim bilir kimden duydukları hikayelerle soyunurlar define avcılığına. Hele de buldularsa, binlerce yıllık tarihi eserleri yağma talan ederler.
Elbette ülkemiz tarihi bir cennet.
Birçok tarihi kalıntı, eser ve daha birçok tarihi mekan görmek mümkün.
Fakat bazı eserler ülkemizden bir şekilde alınıp götürülmüş.
Bu şekilde yurtdışına kaçırılıp, oralarda sergilenenler arasında ilk aklıma gelenler Knidos Aslanı, Dionysos Mozaiği, Zeus Sunağı mesela…
Arkeolojiye de meraklı olduğum için, bu tarihi eserlerin ülkeye geri getirilmesi konusunda ben de ayrı bir hassasiyet taşıyorum.
O yüzden, ABD'nin Türkiye'den kaçırılan 6 tarihi eseri geri iade etmesi elbette çok önemli, takdire şayan.
Ancaaak, bir de kendileri kaçanlar var.
FETÖ elebaşı örneğin.
O da bir nevi tarihi eser sayılmaz mı; kaç kez istedik vermediniz.
Bir zahmet onu da iade etseniz ya!