Tam tamına 2 yıl...
Türkiye, korona virüs salgını nedeniyle, 'maske'yle yaşamaya 2020 yılının mayıs ayında başladı.
14 Mayıs 2020'de korona virüse karşı mücadelede, sosyal mesafe kuralıyla birlikte en önemli tedbir uygulamalarından biri olarak öne çıkan maske kullanımı, Türkiye'deki 12 ilde zorunlu hale getirildi. Daha sonra da Tüm Türkiye'ye yayıldı.
Samsun'da ise 6 Nisan 2020'de başlamıştı, hastane ve toplu taşım araçlarında maske yasağı…
Bununla birlikte ilerleyen süreçte, sokaklarda da maske takmak zorunlu hale getirildi. İnsan yoğunluğunun oluştuğu cadde ve çarşılara maskesiz giriş yasaklandı.
Neler yaşamadık ki bu maske yasağı yüzünden geçen son 2 yılda...
İstanbul'da bir kadının, maske takmadığı için ceza yemesinin ardından; 'Bana anayasada maske kanunu gösterin, genelgeler kanun değildir' diyerek cezayı yırtıp atması hala gözümün önünde mesela. Aynı kadın bir başka seferde metroyu birbirine katmıştı.
Yine polis denetimleri sırasında ceza yazmak isteyen polislere zor anlar yaşatan 'mavi saçlı' genç kızı da unutamam örneğin. "Kameraları getirip şov yapıyorsun. 'Başlarım senin şovuna'. Ne yapacaksın kimliğimi? Orada renkli saçlı, güzel görünür kamerada diye insan seçme" diyerek ceza yazılırken attığı çığlıklar hala hafızamda.
Daha kötüsü bile oldu, maske zorunluluğu yüzünden. Bilmem hatırlar mısınız Konya'da, yolcu otobüsüne binerken maske takmayan kişiyi uyardığı için bir başka yolcu, bacaklarından tabancayla vuruldu. Belki de maske yüzünden kan dökülen tek ülke olarak kayıtlara geçtik desem yeridir.
Hanım köylü erkek kardeşlerimiz ise maske cezasından değil de, eşlerinden yiyecekleri fırçadan korktular örneğin. Bursa'da maske takmadığı için polis tarafından 900 lira ceza kesilen S.K. (45), 'Bu para çok fazla. Karım benimle kavga edebilir' deyince herkesi güldürmemiş miydi?
Bununla da kalmadı ki. Taksim İstiklal Caddesi'nde 900 lira ceza yiyen bir gencin polise, “Öteki tarafta görüşeceğiz” sözleri ise, maske krizinin ahirete intikaline bile neden oldu da şaştık kaldık.
Maske zorunluluğunu uyulmadığı için en komik olay ise Almanya'da yaşanmıştı. Noel Baba kostümü giyen bir kişi, maske takmadığı için polis güçleri tarafından yaka paça gözaltına alınmıştı.
Yani bu maske zorunluluğu neredeyse hayatımızın tam merkezine oturmuştu o günlerde. Neler konuşulmadı ki; İş yerinde maske takmama sonucunda işçi tazminatsız işten çıkarılabilir mi, polis maske cezası kesebelir mi, kesilen bu cezalar ödenmezse ne olur, icra yoluyla alınabilir mi...
Veee; bütün bu yaşadıklarımızdan sonra Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, önceki gün itibariyle müjdeyi verdi. Vaka sayılarının arka arkaya üç gündür binin altında olmasından dolayı, -hastaneler- hariç maskenin mecburi olmaktan çıktığını duyurdu.
Bunca acı tecrübeden sonra, maskesini hala çıkarmayan birçok vatandaşımızı görüyorum ben yine de yolda, sokaklarda. Fobi haline gelmiş çünkü bu korona virüs birçoğumuzda çünkü.
Haksız da değiller. Şu son 2 yılda yaşadıklarımız, tam anlamışla bir kabus değil miydi? Kendimi bir korku filminin içinden çıkmış gibi hissediyorum.
Oh, nihayet bu kabus bitiyor...
Haydi fırlatın maskeleri havaya…
Şimdi nefes alma zamanı!