Birçoğunuz ENAG'ı duymuşsunuzdur. TÜİK'in her ay açıkladığı enflasyon verilerinin aslında çok daha yüksek olduğunu ortaya koyan sivil araştırma girişiminden bahsediyorum.
İşte vatandaşın hissettiği gerçek enflasyonu her ay açıklayan ENAG'ın kurucusu, ekonomist Prof. Dr. Veysel Ulusoy, seçim sonrasında ekonominin nasıl olacağına ilişkin önemli değerlendirmeler yaptı. Dedi ki, "Seçime kadar döviz kurunu tutabilirlerse tutacaklar. Rasyonel olmayan kurun seçim sonrası hali çok açık. Her durumda sonuç vahim. Döviz kuru yükselirse, zaten 3 haneli olan enflasyon yukarılara taşınacak, kur tutulursa da, dış ticaret açığı ve yavaş veya eksik büyümeyle enflasyon yine artacak. Nereden baksan tutarsızlık…”
Bu ekonomi kehanetleri tutar mı bilmiyorum ama seçime yaklaşık bir ay kala dövize yöneliş de başlamış durumda. TL kaynaklı Kur Korumalı Mevduat açılamamasına bir de yerel seçim sonrasında kurlarda artış olacağı beklentisinin eklenmesiyle, vatandaşın döviz talebinin son haftalarda oldukça hızlandığını görebiliyoruz. Dolar/TL yılbaşından bu yana yüzde 5’e yakın yükselirken Merkez Bankası net uluslararası döviz rezervleri 22 Aralık’taki zirvesinden 11.3 milyar dolar eridi.
Bu arada kurun yükseldiği günlerde çare olarak görülen ancak daha sonra kurtulmak için kapatılan Kur Korumalı Mevduat'ın hacminin 123 milyar dolar seviyesinden 9 Şubat itibariyle 80 milyar dolara gerilediği belirtiliyor.
Özellikle seçimlerden sonra bir kur artışı olursa bunun en büyük yansıması elbette yine enflasyona olacaktır. Çünkü kur artışı direkt fiyatlara yansıtılıyor. Ekonomistlerin yaptığı hesaba göre TL’deki her yüzde 10 değer kaybı enflasyonu 5 puan artırıyor. Ve beklentilerin bozulması da kur değişimlerinin fiyatlara anında yansıması sonucuna yol açıyor.
Ekonomistlerin verdiği bilgiye göre geçmiş yıllarda döviz kuru değişimleri anında fiyatlara yansıtılmıyordu ancak son 2 yılda bozulan algı ve enflasyon beklentisine güven olmaması fiyatlara kur endekslemesinin önüne geçilememesine neden oldu. Ve bu nedenle de her kur değişimi fiyatlarda anında kendini gösteriyor.
Durum böyleyken gözler bugün Merkez Bankası'na çevrilmiş durumda. Hafize Gaye Erkan'ın gidişinden sonra yapılacak bu ilk toplantıda politika faizinin yükseltilip yükseltilmeyeceği merakla bekleniyor.
Ekonomiye ilişkin en kötü haber ise istihdam verilerinden gelmeye başladı. Otomotivden kimyaya önemli ihracatçı sektörlerde işten çıkarmalar şubat ayı ile hız kazandı.
Sektör temsilcileri, seçim sonrası uygulanacak politikaların istihdam piyasası için kritik eşik olacağına işaret ediyor. TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sanayi Meclis Başkanı Şeref Fayat da bu yılın da sektör için iyi başlamadığını, ihracatta ocakta yüzde 15’e yakın bir kayıp verildiğini anımsattı. Bu nedenle istihdam çıkışının sektörde yoğun bir şekilde sürdüğünü vurgulayan Fayat, “Geçen yıl hazır giyim ve tekstilde istihdam kaybı 200 bin civarındayken, bu yılın ilk yarısında 80 ila 100 bin kişi arasında bir istihdam çıkışı bekliyoruz" diyor.
Bir taraftan kurda yükseliş ve TL'nin eşdeğer kaybedeceği öngörüleri, diğer tarafta işten çıkarmaların aratacağına ilişkin işaretler ve enflasyonda yükseliş emareleri...
Seçimlerden sonra, ekonomi nasıl mı olacak? Görmüyor musunuz, öncü sarsıntılar, hiç de hayra alamet değil!