Son 10 günde üç kere “Müslüman Yalan Söyler Mi” bir gün sonra da “Devlet Yalan Söyler Mi” diye sormuştum.
Aslında cevabını bildiğim bir soruydu ama yine de sormuştum.
Söylermiş, hem Müslüman hem devlet -acı ama gerçek- yalan söylermiş.
Bakmayınız siz yüce dinimizin yalanı yasaklamasına, bakmayın siz devlet geleneğimizin yalana izin vermemesine, hem Müslüman yalan söylermiş hem de devlet adamı geçinen sözde siyasetçi…
Son 10 günde yaşanan kepazelikler her şeyi ortaya saçtı.
Bir bakan olay yerine 10 gün gecikerek gitmesini “ameliyat geçirmesine” bağladı.
İnandık ama sonra belgeleriyle ortaya kondu ki gerçek hiçte sayın bakanın dediği gibi değil.
Sayın bakan meğerse partisinin birden çok etkinliğine katılmış!
Daha sonra sorulan bir soru üzerine de galiba “ilk defa duydum” cevabını vermişti bakanlığında olan bitenden habersizliğini de ortaya koymuştu.
Bu arada benim dikkatimi çeken bir diğer nokta ise Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sessizliği.
Ben duymadıysam özür dilerim ama O’nun duyup sessiz kalmasına da bir anlam verebilen çıkar mı acaba?
Yetkisini bilmeyen atanmış bakanlar, evraklar üzerinde talimatlı ya da talimatsız her türlü sahtekârlığa hazır sözde bürokratlar ve de fırsattan yarar sağlayan fırsatçı işadamları İliç’te meydana gelen toprak kayması ile yaptıkları ve yapacaklarıyla yerin dibine girdiler.