Yusuf Ziya Yılmaz Bey’i çok eleştirmişimdir, kişiliğini değil uygulamalarını eleştirdim zaman zaman. Ama doğrularının da hakkını teslim ettim ve ederim de. Mesela Mavi Işıklar müthiş bir proje ve son derece doğru bir uygulama. Hala bir benzeri yok bu ülkede.
Bir doğru projesi de Kurtuluş Yolu idi. Ne yazık ki o son derece doğru ve geçmişin hem onurunu hem zorluklarını gelecek kuşaklara aktarma ve anlatma açısından çok gerekli proje bir tarih şarlatanı yüzünden yanlışlar dolu uygulandı.
Öylesine güzel ve gerekli bir projenin, öylesine yanlışlarla, yanlıştan da öte yalanlarla çerçevelenip uygulanması yürek yakan bir tarih ihanetidir.
Kitaplarını bastırdı Yusuf Bey o tarih şarlatanının. Aman Allah’ım, ne yalanlar, ne yanlışlar. Okumamıştır Sayın Yılmaz o her biri diğerinden neredeyse kopya ve alabildiğine hacimli o kitapları. Nasıl okuyacaktı, zamanı mı vardı? Hiç olmazsa bir bilene sorsaydı, erbabından bilgi alsaydı. Yapmadı ne yazık ki. Ve doğru proje yalanlara/yanlışlara kurban oldu.
Yoldaki yanlışlar bir kenara çizilen Mustafa Kemal Atatürk imajı hem gerçeklere alabildiğine ters hem de Mustafa Kemal kimliğine ters. Hatta Mustafa Kemal Atatürk imajına ihanet demek bile mümkün. Korkan, kaçan, göçen, arkadaşlarını terk ederek geceyi köylerde saklanarak geçiren bir Atatürk! Birilerinin himayesinde yol alan bir Atatürk. Bir kıçı kırık Pontus çetesinden korktuğu için Havza’yı erkenden terk eden bir Atatürk. Üstelik kitaptaki bilgiler birbiriyle çelişiyor ama ne gam.
Hem başlangıcı yalanlar ve yanlışlarla dolu Kurtuluş Yolu’nun hem bitişi. Başlangıcını bire bir uygulamak mümkün değil şehrin bugünkü hali itibariyle. Deniz dolmuş, saha genişlemiş, ilk nokta artık oldukça geride kalmış. Onun için çıkış noktası Tütün İskelesi’ni şimdiki noktaya taşımak doğru; yanlış karada başlıyor. Bir süredir Kurtuluş Yolu tabelası yer değiştirdi, Bağdat Caddesi’nden Unkapanı yokuşuna taşındı.
Taşınması yanlış ama gerekçesi utanç verici. Bizim tarih şarlatanı yeni bir belge bulmuş; meğer bir asteğmen Kadıköy’de(Kadı Köyü’nde) 50-60 kadar Pontus mensubu varmış, onlardan korunmak için yolunu değiştirmiş! E, asteğmen yolunu değiştirir de Mirliva Mustafa Kemal Paşa değiştirmez mi? Asteğmenin akıl ettiğini paşa ve kurmayları akıl etmez mi? Canım, o tarihte Unkapanı yokuşundan otomobiller çıkamazmış, Unkapanı yolunun sonu bataklıkmış, kimin umurunda.
Mustafa Kemal Paşa ve maiyet erkânı cephelerden cephelere koşmuş, ölümlerle burun buruna yaşamış, vatan ve millet uğrunda ölümden göz kırpmamış ve düşmandan hiç kaçmamış. Üstelik yanlarında yirmi beş görevli jandarma eri var. Bu kadar mı? Hayır; Kadıköy’de askerlik şubesi, Kadıköy’ün hemen tepesinde de kışla var. Bu şartlar altında cahillerin ve şarlatanların dışında aklı başında kim yolunu değiştirir?
O tabelanın orada durması Mustafa Kemal’e ve dava arkadaşlarına saygısızlıktır. Onlar idam fermanları boyunlarında verdiler Milli Mücadeleyi bu millet için. Korkmadılar, kaçmadılar ve kazandılar.
Bu tabela hala Yüzüncü Yıl Bulvarı’nın Kadıköy yokuşu başlangıcında duruyor. Bu tabela buradan mutlaka sökülmeli ve doğru yerine taşınmalıdır.