Belki 10 yıl belki de 15 yıl oluyor ilk yalanı duyduğumuz ve “Bu kadar da yalan söylenir mi?” diye şaşırdığımızda…
Büyük yalandı, bir siyaset adamının hele de bir devlet adamının asla söylemesi gereken bir yalandı ama söylendi ve buna inanlar ve o hayalin peşine takılıp “ya olursa” diyenler ve oylarıyla yalanı destekleyenler oldu.
İstanbul-Trabzon arası hızlı trenle 2 küsur saate inecekti. Tutmadı bu yalan, o yalanı söyleyen de şimdi nerede ne iş yapar bilinmez ama gazetecilik yapmadığı kesin.
Sonra bu siyasi palavra Samsun-Çorum-Ankara Hızlı Tren projesine çevrildi. Hatta bir ara yatırım bütçesine 10 veya 11 milyon lira gibi bir para kondu ve ön etüt yapıldı ama o kadar. Sonrasında ne ses çıktı ne seda. Bir de ondan sonra ana etüt çalışması yapılacak, güzergâh belirlenecek, belirlenen güzergâhta kamulaştırma ve sonunda da inşaat işlemleri yapılacaktı.
Bir seçim vaadiydi ve tıpkı Tekkeköy’deki liman vaadi gibi o da unutuldu, ya da unutuldu sanılırken yeniden canlandı.
Olmayacak, olamayacak hayali canlandıran da Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu oldu. Samsun-Çorum-Ankara hızlı tren hattından sonra 1924 yılında Samsun-Sarp tren hattının da proje çalışmasının başlatılacağını söyledi.
Yalan demeyeceğim ama bir seçmenin duygularıyla da bu kadar oynanmaz ki!
Bizim ihtiyar (biz Nusret Sağlamla birbirimize ihtiyar deriz) Samsun-Çorum-Ankara arasının 2 saat 45 dakikaya düşeceğini söylediği bir arkadaşının cevabı yazdı: Biz zaten 2 saatte gidiyoruz…