Haşim Paşa II. Abdülhamit’in Maarif Nazırıdır, yani şimdiki tanımlamayla Milli Eğitim Bakanı’dır.
Dedi mi demedi mi pek belli değildir ama “Şu mektepler olmasa maarifi ne güzel idare ederdim” sözü hep ona mal edilir.
Mektepler yani şimdiki ifadeyle okullar çöküyor.
İşin acı tarafı ne siyasetçilerimiz ne akademisyenlerimiz bunun farkında.
Farkında olanlar da suskunlar.
Farkında olarak susmak farkında olmamaktan daha kötü olsa gerek.
Birinde cehalet veya ilgisizlik hâkimdir diğerinde ise korkaklık.
Bir zamanlar uluslararası üniversitelerimiz vardı.
ODTÜ bir ara 86. sıraydı dünya üniversiteleri arasında…
Artık hemen her ilçede bir üniversite veya o üniversiteye bağlı bir veya birkaç yüksekokul olmasına rağmen ilk 500’de bir üniversitemiz yok.
Niceliği niteliğe tercihimizin doğal sonucu bu olsa gerek.
PISA diye bir Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı var; Türkiye ne yazık ki matematikte 39’uncu, fen bilimlerinde 34’üncü, okumada ise 36’ıncı sırada yer alıyor.
Finlandiya’nın birinciliği aldığı noktada Türkiye sondan dördüncü sırada yer alıyor.
Finlandiya’yı Estonya, Danimarka, Polonya ve Avusturya izlerken bizi de Güney Afrika, Brezilya, Meksika takip ediyor.
Çok okul mu, kaliteli okul mu?
Cevabı belli değil mi?