Seçimlere bir aydan az bir zaman kala, ekonomistler seçim sonrasında olası senaryolar üzerinde öngörülerini açıklamaya birer birer başladılar.
Üzerinde en çok durulan ise 'para politikası'nın değişip değişmeyeceği. En çok merak edilen de 'kur'un ne olacağı…
Yatırım şirketlerinin raporlarına göre, seçimi Millet İttifakı'nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kazanması durumunda, döviz kurunun Merkez Bankası tarafından ‘tutulması’ nedeniyle, ertesi gün bunun yapılmaması halinde kurun fırlayacağı ve dolar kurunda 23-24 seviyesine çıkacağı (yüzde 10-15 artış), yılsonunda ise kurun 27 seviyesinde olabileceği yününde tahminler yapılıyor.
Kısa vadede kur üzerine baskı yaratan ne?
2021 sonunda getirilen Kur Korumalı Mevduat'a getirilen teşviklerle özellikle şirketler kesiminin mevcut dövizleri KKM’ye aktarıldı.
KKM’de 31 Mart itibariyle 88.8 milyar dolar karşılığı mevduat var.
Muhalefet kazandığında vade yenilemesi yapılmadığında -ki o yönde politik tercih ilan edildi-, özellikle şirketlerin dövize dönmesi muhtemel.
Ancak ekonomistler bu aşamada 'beklentilerin yönü'nün önemli olduğunu belirtiyorlar. Yani eğer hemen döviz almak ya da orta vadede döviz almak arasında farksızlık oluşursa, dövize yönelim düşük olabilir. Bu da politik değişim ve güven veren bir ortam yanında iyi bir yönetim gerektiriyor.
Gelelim, 'faiz sebep, enflasyon sonuç' denilerek sürekli düşürülen politika faizinin durumuna.
Cumhurbaşkanlığını Kemal Kılıçdaroğlu'nun, parlamentoyu da Millet İttifakı'nın aldığı senaryoda 2023 sonu politika faizinin yüzde 30’lu seviyeleri görebileceği belirtiliyor.
Para politikasının kararlı duruş sergilemesi ve beklentileri kontrol edebilme becerisine bağlı olarak da ilerleyen aylarda TL’nin değer kazanmaya başlayacağı, enflasyon beklentilerinin de önce düşük çift haneli, sonra da tek haneli seviyelere düşmesi bekleniyor.
Cumhurbaşkanlığını Erdoğan, parlamentoyu da Cumhur İttifakı'nın aldığı senaryoda politika faizinde ise seçim sonrası ani bir değişiklik beklenmiyor.
Her ne kadar mevcut politikalar sürdürülebilir olmayıp er ya da geç yüklü bir faiz artışı ile sonuçlanacak görünse de bu U-dönüşünün tarihini seçimler değil mevcut politikalarla ekonominin köşeye sıkışması belirleyecek.
Seçim sonrası döneme dair alternatif senaryolar içinde başkanlığı ve meclisi aynı ittifakın aldığı iki uç senaryoda nasıl bir faiz politikası izleneceğini tahmin edebilmek daha kolay. Cumhurbaşkanlığının ve Meclis'in ayrı ittifaklarda kalması durumunda ise belirsizlik daha yüksek.
Seçimi yeniden Erdoğan'ın kazanması halinde; mevcut politikaların sürdürülebilir olmadığına ben de katılmakla birlikte, bu politikaların seçim sonrasında hemen son bulacağını sanmıyorum.
Sonuç olarak seçimi Kılıçdaroğlu'nun alması halinde kendisini bekleyen üç can alıcı mesele var:
Faiz şoku yaratmadan para politikasını rayına sokmak, kurda aşağı yönlü baskı yaratacak bir sermaye akışını sağlamak ve enflasyonu hızla geriye çekmek...