Ratko Mladiç; 'Bosna Sırp Cumhuriyeti Ordusu'nun başındaki isimdi.
11 Temmuz 1995'te Srebrenitsa’ya girerken, kameralara şöyle diyordu:
"Sırplar için kutsal bir günün yıl dönümünü kutlamadan önce Sırp Srebrenitsa'dayız. Bu kenti Sırp milletine armağan ediyoruz. Osmanlı’ya karşı gerçekleştirdiğimiz ayaklanmanın anısına, Türklerden öç alma vakti gelmiştir.”
Burada Türk dediği elbette Bosnalı Müslümanlardı.
Tam 10 bin kişiyi esir alan askeri grup, Mladiç'in emriyle esirleri öldürmeye başladı.
5 gün süren katliamda 8 bin 372 kişi katledildi.
Büyük bir insanlık trajedisi olan Srebrenitsa Katliamı'nın üzerinden 25 yıl geçti. Srebrenitsa Katliamı, insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından bir tanesi olarak tarihin karanlık sayfalarında yerini aldı.
Bosna Katliamı olarak da anılan bu vahşette en can alıcı cümle, Bosnalı küçük bir çocuğun sözlerinde gizliydi: "Çocukları küçük kurşunla öldürürler değil mi anne?"
Katliamın 25'inci yılında da bu üzücü, insanlık dışı olayı kınıyorum.
En çok da 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'nın yaşadığı en büyük soykırımı yıllarca seyreden ve hiçbir şey yapmayan Batı'yı, Avrupa'yı ve Birleşmiş Milletler'i elbette!
***
Samsun İl Sağlık Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Muhammet Ali Oruç, Kurban Bayramı öncesinde uyarmıştı. İldeki korona virüs vaka sayısındaki kısmi artışa dikkat çekerek, “Veriler bize ilimizde, özellikle son bir haftada vaka sayımızın yaklaşık 2 kat arttığını gösteriyor. Aylar sonra ilk kez, sıfır vaka gördüğümüz dönemlerin ardından, günlük 50 vakanın üstüne çıktığımız günleri görmeye başladık” dedi.
Kurban Bayramı'nda bayramlaşmalar sırasında ne kadar dikkatli davrandınız bilemiyorum ama 'bana bir şey olmaz' diye düşünmeyin ve tedbirlerinizi alın. Maske yasakları kalkmış olsa da özellikle toplu ulaşımda maskesiz olmamaya dikkat edin.
Bu arada Sağlık Bakanlığı hatırlatma dozu aşıları için randevu sistemini de açtı. Sonbahar gelmeden hatırlatma dozu aşılarınızı yaptırmayı unutmayın derim!
***
AİHM'nin Osman Kavala dosyasında Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirmediği hükmüne varmasının ardından yeni bir süreç başlıyor.
Bu süreçte Türkiye ile diyalog için üçlü mekanizma devreye girecek.
Kavala meselesinin üçlü mekanizma kapsamında ele alınması, dosyanın Avrupa platformunda daha sık ve yoğun biçimde gündeme gelmesine neden olacak gibi görünüyor.
Bu çerçevede Türkiye'yi hedef alan siyasi yaptırım kararları alınırsa, şaşırmayın!