Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yılında ağır bir deprem felaketi karşısında adeta yıkılan Türk milleti, son 3 gündür Millet İttifakı'nın yani 6'lı masanın yarattığı 'Cumhurbaşkanı adayı' krizine odaklandı.
Tam bir yıldır Cumhurbaşkanı adayının kim olacağını ağızlarına bile almayan hatta kendi içlerinde bile konuşmadıkları anlaşılan 6'lı masada, adayın isminin açıklanacağı son gün(3 Şubat 2023), 'Kemal Kılıçdaroğlu' adının 4 parti lideri (DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan) tarafından kabul edilmesi üzerine adeta kıyamet koptu.
Masanın en güçlü muhalefet partisi İYİ Parti'nin Genel Başkanı Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'seçilecek aday olmadığı' tezini öne sürerek. Üstelik oldukça sert bir açıklama yaparak, masayı terk etti.
Ve son 3 gündür, ittifakın bileşenleri, Akşener'in yeniden masaya dönmesi için olağanüstü bir mesai harcadılar, sonunda da başardılar.
Peki, Akşener masayı gerçekten de, 'Kılıçdaroğlu seçilecek aday olmadığı' için mi terk etti.
Yıllardır siyaseti takip eden bir gazeteci olarak, tespitim şudur ki: Hayır.
Bu terk edişin bence tek bir nedeni vardı; Akşener kendi kurallarını koyamadığı bir oyunu oynamak istemedi!
Ben aksine Akşener'in Kılıçdaroğlu kazanamayacağı için değil aksine kazanacağını gördüğü için geri çekildiğini düşünenlerdenim.
Sonrasında olanlar mı?
Demirel'in ünlü bir sözü var; 'Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir" demişti.
Yani Türkiye'de her şeyin bir anda değişebileceğini anlatan önemli bir sözdür.
Tam 'her şey artık bitti' denilirken, krizi çözen formülün fikri DEVA Partili bir yöneticiden çıktı. Meral Akşener'e önerilen, Akşener tarafından da onaylanarak CHP'ye sunulan yeni formül, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş'ın cumhurbaşkanı yardımcısı olmalarıydı.
CHP'nin de bu teklifi kabul etmesiyle Akşener, yeniden masaya döndü. Ve asıl sürpriz bundan sonra yaşandı. Saadet Partisi Genel Merkezi'nde yaklaşık 5 saat süren zirve sonrasında, SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 6'lı masanın Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adaylığında birleştiğini açıkladı. Fakat bir farkla. Meral Akşener'i masaya geri döndüren Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı yardımcısı olmaları kararından vazgeçilmiş, 5 genel başkanın Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmaları konusunda anlaşmaya varılmıştı.
Ve tabi ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem' vurgusu da bizzat Kemal Kılıçdaroğlu'nun dilinden üzerine basa basa vurgulandı...
5 genel başkanın Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak görev alması kararı tam bir sürpriz olarak değerlendirilirken, her partinin tabanından büyük bir destek gördü.
Sonuç olarak; Millet İttifakı'ndan umut bekleyen milyonlarca insan, son 3 gündür adeta hop oturdu hop kalktı.
Hatta bu siyasi kriz, Türkiye'yi yasa boğan deprem felaketini bile ikinci plana attı. Bu nedenle de elbette bu yaşananların siyasi anlamda da bir sonucu olacaktır. Özellikle de İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve partisi için.
Ve bu krizin bedelini kimin ödeyeceğini de milletvekili seçimleri belirleyecek. İYİ Parti'nin milletvekili seçiminde alacağı oy oranı, Akşener'in ve partisinin siyasi kaderini belirleyecektir. Tabi CHP'nin de…
Benim öngörüm mü? Şimdiden bir şey söylemek istemem ancak İYİ Parti için pek de olumlu olacağını düşünmüyorum!
Cumhurbaşkanlığı içinse Kılıçdaroğlu'nun seçilme olasılığının ciddi anlamda yükseldiğini öngörüyorum. 6 partinin aldıkları oy oranları hesaplandığında, SOL İttifakı ve Kürt seçmenden gelecek oylarla, Kılıçdaroğlu'nun daha birinci turda seçimi alma olasılığının bir hayli yüksek olduğunu düşünenlerdenim. İkinci tura kalırsa benim için sürpriz olur.
Şimdi gözler artık seçim takviminde.
10 Mart'ta seçim takvimi açıklanacak ve Türkiye resmen seçim sath-ı mahalline girmiş olacak.
Milletimiz için hayırlı uğurlu olsun.