1998 yılıydı. Dönemin Tarım ve Köyişleri Bakanı ise Mustafa Taşar'dı.
Bakan Taşar, bir ilki gerçekleştirdi ve Türkiye'de Hayvancılık Kongresi düzenledi. Kongrenin açılışında da bütün ülkeyi heyecanlandıran ‘Türkiye Hayvancılığını Geliştirme Projesi’ni duyurdu.
Proje 5 yılda 1,3 milyar dolar bir bütçeyle Türkiye'de hayvancılığın şaha kalkmasını hedefliyordu. Bakan Taşar'ın partisi seçimlerde baraj altı kalınca, Taşar'ın projesi de raftan indirildi.
Yıl bu kez 2005. Tarım Bakanı ise Sami Güçlü'ydü. O da Türkiye'de hayvancılıkta bir şeyler yapılması gerektiğinin farkındaydı. Bu amaçla “Hayvancılık Stratejisi" adıyla 2005-2013 yıllarını içeren çok kapsamlı bir yol haritası açıkladı.
Yine herkes heyecanlandı ama bu heyecan da çok sürmedi. Bakan Güçlü sadece 5 ay sonra görevden alındı. Yerine gelen yeni bakan Mehdi Eker stratejiyi beğenmedi, uygulamadan kaldırdı.
Sami Güçlü'nün hayvancılık stratejisini beğenmeyen Mehdi Eker, bu kez 'bu işi ancak benim stratejimle çözeriz' dedi ve yeni bir yol haritası çizdi. Ama ne yazık ki o yol da sarpa sardı. Türkiye ilk kez onun döneminde saman ithal etti. Hatta yetmedi kurbanlık koyun bile dışarıdan getirildi. Türkiye Mehdi Eker'in döneminde hayvan ithalatında rekor üzerine rekor kırdı.
Mehdi Eker’den sonra bu kez bakanlığın başına Faruk Çelik geldi. Onun da önceliği hayvancılıktı. Tüm diğer bakanlar gibi o da “Milli Tarım Projesi” adıyla yeni bir proje açıkladı. Projenin hayvancılıkla ilgili bölümüne, ‘Hayvancılıkta Yerli Üretimi Destekleme Modeli’ adını verdi.
Bu projenin özelliği ise artan kırmızı et talebini karşılamak, damızlık üretimini geliştirmek, meraları rasyonel kullanmak, hayvan hastalıklarıyla etkin mücadele etmek, buzağı ölümlerini önlemek, süt üretiminde sürdürülebilirliği sağlayarak ihracat bazlı büyümekti.
30 ilde mera hayvancılığı yetiştirici bölgeleri, damızlık düve üretim merkezleri, damızlık koç-teke üretim merkezleri, damızlık manda üretim merkezleri ve hastalıktan ari bölgelerin genişletilmesi öngörülüyordu. Böylesine heyecan yaratan bu yol haritası da işe yaramadı. Yurtdışından et ithal etmekten bir türlü kurtulamadık.
Faruk Çelik’ten sonra bu kez Tarım ve hayvancılığın yeni patronu Ahmet Eşref Fakıbaba'ydı. Fakıbaba da ezberleri bozmadı ve diğerleri gibi o da bu kez Faruk Çelik'in projesini tümüyle rafa kaldırdı. Onun projeleri de işe yaramadı.
Hayvancılıkta iddialı diğer bakan ise Bekir Pakdemirli oldu. Pakdemirli daha da iddialı konuştu; 2022’den sonra hayvan ve et ithalatının bir daha yapılmayacağını söyledi. Et ithalatında yine rekor üstüne rekor kırıldı.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın, hayvancılıkta 5 yıllık yol haritasını açıkladığı toplantı sırasında tüm bu geçmiş hayal kırıklıkları geldi aklıma önceki gün.
Bu kaçıncı yol haritası, bu kaçıncı hayvancılık stratejisi diye düşündüm. Açıkladığı projelere elbette itirazım yok. Sorun bu söylenenleri gerçekleştirebilmekteydi çünkü.
Tam 22 yıldır iktidardalar, fakat özellikle 2010 yılından itibaren ithalata dayalı politikalar ile ülke hayvancılığı büyük oranda dışa bağımlı hale geldi.
Anlayacağınız gelen her bakan yeni bir yol haritası açıklıyor açıklamasına da bakanlıktan ayrıldığı gün o yol haritası rafa kaldırılıyor.
Açıklanan bütün o yol haritaları, bir türlü gideceğimiz yere ulaşmıyor! Yollar birer birer tükeniyor!