Kamu İhale Kurumu’nun verilerine göre; Türkiye'de 2021 yılında 920’den fazla ihale, 21/b kapsamında yapıldı.
21 B ihale ne demek?
4274 sayılı Kamu ihale Kanunu'na göre; gerekli şartlar oluşmadığı halde ihalelerin ilansız pazarlık usulü ile yapılması...
Aynı kanun maddesinin bir de (b) bendi var.
O bend uyarınca da “Doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya yapım tekniği açısından özellik arz eden veya yapı veya can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından', 'ivedilikle' yapılması gerekliliği idarece belirlenen hallerde ihaleler, ilansız pazarlık usulü ile ve en az 3 istekli davet edilerek yapılabilir.
Sayıştay, 2021 yılında belediyelere ilişkin denetim raporunu açıklarken, belediyelerce yapılan yapım işlerine ilişkin ihalelerde, kanunda belirtilen koşullar oluşmadığı halde sıklıkla ilansız pazarlık usulüyle ihaleler yapıldığını ve özellikle de “idare tarafından öngörülemeyen olay” gerekçesine sığınıldığını tespit etti.
Belediyeler neden bu yöntemi tercih ediyorlar?
'Proje'nin hazırlanması, gerekli izinler'in alınması gibi süreçlerin 'uzun zaman alması'nın önüne geçmek için.
Peki, ilansız pazarlık usulünün zararı ne?
Pek çok kez azalan "rekabet", yüksek ihale bedelleri ve işin yürütülmesi sırasında yapılan esaslı proje değişiklikleri.
Sayıştay işte bu nedenlerle, belediyeleri, kamu kaynaklarının 'etkin ve verimli' kullanımını sağlamak adına, plansız hareket etmekten kaçınmaları ve temel ihale usulü olan açık ihale usulünü tercih etmeleri konusunda uyardı.
Yani Sayıştay dedi ki; 21-B ihaleleri 'kamu zararına neden oluyor! Bu ihale yönteminden kaçının'
Ama dinleyen yok.
Sadece belediyeler de değil üstelik kamu kurumları da, 21-B ihalesine sıklıkla başvuruyorlar. Samsun'da bunun en son örneği Sağlık Bakanlığı'nca yapılan 'Şehir Hastanesi' ihalesiydi mesela.
Bu şekilde 'pazarlık' usulüyle yapılan ihalelerde ayrıca, ihale koşullarına, kime nasıl ihale verildiğine ilişkin bilgilere ulaşmak mümkün değil.
Ayrıca ilanı yapılmayan bu ihalelerde ihale dokümanı, sadece davet edilen kişilere veriliyor ve böylece ihale koşulları hakkında bilgi sahibi olamadığınız için, olası usulsüzlüklere karşı şikayet başvurusu imkanı da ortadan kalkıyor.
Tam bir ballı börek anlayacağınız.
Halbuki hepimizin yani bütün Türk halkının kamu kaynaklarının nasıl dağıtıldığı, şeffaf, eşit, adaletli, rekabetçi olup olmadığına ilişkin 'hesap sorabilme' hakkı var.
Çünkü vergi ödüyoruz.
Açık ihale sistemini tamamen erozyona uğratan bu yöntem, şeffaflık ve hesap verebilirliği ortadan kaldırıyor ama çok daha önemli bir sıkıntı daha var.
O da; yolsuzluklar.
Gelelim asıl konuya;
Samsun Büyükşehir Belediyesi daha önceki yıllarda da pek çok kez ihalelerinde 21/b yöntemini kullandı.
Benim en son hatırladığım Bakım ve Onarım Daire Başkanlığı bünyesinde kullanılmak üzere 11 adet kar bıçaklı kamyon alımı ihalesiydi örneğin. İhaleye tek bir firma girmişti ve yaklaşık 11 milyon lira ile ihaleye kazanmıştı.
Ama bu son 21-B ihalesi çok daha enteresan.
Belediye, İlkadım ilçesi Rasathane Mahallesi’nde yıkılan metruk binanın yerine, 3 milyon 883 bin 230 lira yaklaşık maliyeti olan 'Osmanlı Kafe' yaptırmak için ihale yaptı.
Doğal afet yok, salgın hastalık yok, can veya mal kaybı tehlikesi gibi bir durum yok ama yine de en acilinden ihale yapıp bu kafenin hizmete girmesini, öncelikleri arasına almış.
Keşke aynı aciliyeti Salıpazarı Barajı'nın yapımı ya da Turizm Bakanlığı ile ortak projeniz olan ama yıllardır Samsun'un ortasında çürümeye terk edilen, Samsun Müzesi projesi için de gösterselerdi.
Yok, Osmanlı Kafe'yi en acilinden yapmamız gerek.
Üstelik bu milletin ödediği vergilerden 3.5 milyon lira ödeyerek...
Herkes dostlarını sever ama bu kadarına sevgiye de pes doğrusu!