Yabancı yatırımcıların bir ülkeye yatırım yapıp yapmayacaklarına karar vermelerini etkileyen çok önemli bir kavram var.
Buna; 'ülke riski' deniliyor.
'Ülke riski'; yatırım yapılacak bir ülkede, bu yatırımın yapılması ve geri dönüşüyle ilgili var olan belirsizlikleri ve bu belirsizliklerin yatırımcı açısından yaratabileceği kayıpları içeriyor.
'Ülke riski'ni belirleyen faktörler neler?
Birincisi siyasi, ikincisi ekonomik, üçüncüsü ise sosyal riskler.
Bu risklerin ölçümü sonucunda ortaya çıkan dereceye reyting, riskleri ölçen kuruluşlara da reyting kuruluşları deniyor.
Ölçümü en fazla dikkate alınan üç reyting kuruluşu var. Birçoğumuz adlarını zaman zaman duyuyoruz: Standard and Poor’s, Moody’s ve Fitch Ratings.
Türkiye ekonomisinin büyümesiyle ilgili geçen hafta 'Yoksullaştıran büyüme' yazımı kaleme alırken işte bu kredi derecelendirme kuruluşlarından Fitch'in, Türkiye'ye ilişkin notunu değiştirip değiştirmeyeceğini merak ettiğimi dile getirmiştim.
Beklenen açıklama geldi ve Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch yılın ilk değerlendirmesinde Türkiye'nin kredi notunu "B", görünümünü ise "negatif" olarak teyit etti.
Raporda “B” notunun; zayıf dış finansmanı, müdahaleci ve geleneksel olmayan politikalar nedeniyle artan ekonomik bozulmaları, siyasi ve jeopolitik riskleri yansıttığı belirtildi.
Fitch, Türkiye'deki enflasyona ilişkin de; hükümetin büyümeyi desteklemesi nedeniyle enflasyonun bu sene ortalama yüzde 56,5 olacağını öngördü.
Fitch ayrıca, Türkiye'de büyümenin 2023'te yüzde 2,5’e gerileyeceği, 2024’te ise yüzde 3 olacağı görüşünü paylaştı.
Raporda ayrıca enflasyon beklentilerindeki yükseliş ve TL’de daha fazla değer kaybının, enflasyon üzerinde yukarı yönlü risk oluşturduğu da belirtildi.
İlgilenenler bilir; Fitch 8 Temmuz 2022’deki değerlendirmesinde Türkiye’nin B+ olan kredi notunu B’ye indirmiş, görünümünü negatif olarak korumuştu. Kasımdaki değerlendirmede ise not ve görünümü teyit etmişti.
Fitch'den Türkiye ekonomisinin geleceğine ilişkin 'pozitif' bir işaret gelmedi gelmesine de, diğer taraftan OECD de, Türkiye’nin 2023 büyüme tahminini düşürdü.
OECD, Mart 2023 Ara Raporu’nda Türkiye’nin bu yılki büyüme tahminini yüzde 3’den yüzde 2,8'e geriletti.
Türkiye’nin 2023 yılı için manşet enflasyon tahminini 44,6’da sabit tutan örgüt, bu yıl için çekirdek enflasyon tahminini ise yüzde 45,6’dan 43,8’e indirdi.
14 Mayıs'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Türkiye'nin ekonomisi, dışarıdan işte böyle görünüyor.
Yani; dış yatırımcıya yol gösteren derecelendirme kuruluşları Türkiye'yi yatırım için 'güvenli bir liman' olarak görmediklerini söylüyorlar.
İçerde ise enflasyonla büyümeye odaklanan, yoksullaştıran ekonomi modelimiz aynen devam ediyor.
Şimdi gözler perşembe günkü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) para politikası kararlarına çevrildi.
Bakalım Merkez'den yeni bir faiz düşürme kararı gelecek mi?
Diğer taraftan geçen hafta açıklanan verilere göre, Türkiye'nin cari işlemler hesabı, ocakta 9 milyar 849 milyon dolar açık vermiş, altın ve enerji hariç cari işlemler hesabında 2 milyar 602 milyon dolar fazla oluşmuştu.
Yabancı yatırımcıya güven vermeyen Türkiye, önümüzdeki süreçte bu notları düzeltebilecek mi dersiniz?
Aslında yeni bir formül bulmaya, atomu yeniden keşfetmeye gerek yok.
Sosyal, siyasal ve ekonomik alanda, küçümsenen kurallara geri dönmek...