Binlerce insanımızı depremlere kurban verdiğimiz bugünlerde bir 'çadır' tartışmasıdır almış başını gidiyor.
Kahramanmaraş depreminin 3’üncü gününde, Kızılay iştiraki Kızılay Çadır ve Tekstil A.Ş.’nin, deposundaki çadırları Ahbap Derneği'ne sattığı ortaya çıktı.
Derneğin Başkanı Haluk Levent, “Kızılay Çadır ve Tekstil A.Ş ile anlaşmanın ardından 2050 tane çadırın deprem bölgesine gönderildiğini” açıkladı.
Tepkiler üzerine bir açıklama yapan Kızılay Başkanı Kerem Kınık ise, Ahbap ve Kızılay’ın iş birliğinin “ahlaki, akılcı ve yasal” olduğunu savundu.
Kınık, “Ahbap Derneği Kızılay’ın yurt dışı bir kuruluş için ürettiği logosuz 2050 çadırı afetin ilk günlerinde Kızılay Çadır ve Tekstil AŞ’den maliyetine tedarik ederek AFAD’ın gösterdiği yere sevk edip depremzedelerin hizmetine sunmuştur. Kızılay Çadır ve Tekstil AŞ’de Ahbap derneğinden aldığı kaynağı çadır hammadde tedariği için ayırmış ve üretilecek çadırları da Kızılay aracılığı ile ücretsiz olarak depremzedelerin istifadesi için planlamıştır” açıklamasını yaptı.
Haluk Levent ise, “Biz o akşam herkes can derdinde soğuktan donarken ‘bu çadırları satın almalı mıyız ya da almamalı mıyız?’ lüksüne sahip değildik olamazdık da. Ve satın alıp bölgeye gönderdik. Yaptığımız her işlem kanuni ve doğru” dedi.
Bütün bunların özeti aslında şu; Bizim vergilerimizle üretilen çadırları, yine bizim paraların toplandığı Ahbap havuzundan alarak Ahbap'a satmışlar.
Kızılay Başkanımız da çıkmış, ‘Ahbap almasa biz zaten çadırları yine oraya yollayacaktık’ diyor. Üstelik biraz büyük de olsa bu çadırları sadece Ahbap'a değil, bir kamu yararına meslek kuruluşu olan Türk Eczacılar Birliği'ne de satmışlar.
Ben bu kapitalizmden zaten nefret ediyordum da bu kadarını da beklemiyordum. Deprem günü bile çadır satılır mı arkadaş!
Örneğin Ahbap'a çadırları vereydiniz de ödedikleri o 46 milyon TL ile başka bir yaraya merhem olaydılar ya.
Diyecek laf kalmadı. Ben artık bu kadarına da 'pes' diyorum!
***
Üst üste yaşadığımız depremler hayatlarımızı alt üst ederken, ekonomide de her şey bildiğiniz gibi.
Bir kilo kuru soğanın fiyatı 17.50 TL.
Kasım 2022'de kilosu 100 TL'ye satılan karkas etin fiyatı, bu ayın sonunda 170 TL'ye yükseldi.
Kıymanın kilosu ise 220 TL'yi buldu.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'nun verilerine göre şubat ayında açlık sınırı 10 bin 259 TL'ye, yoksulluk sınırı da 28 bin 563 liraya yükseldi.
Komple enkaz altındayız yani!
Şimdi gözler yarın açıklanacak GSYH ve cuma günkü enflasyon verilerine çevrildi.
Geçen hafta TC Merkez Bankası politika faizini 50 baz puan indirerek yüzde 8,50'ye çekerken, bankadan yapılan duyuruda "Kurul, bu ölçülü indirim sonrası para politikası duruşunun fiyat istikrarı ve finansal istikrarı koruyarak deprem sonrası gerekli toparlanmayı desteklemek için yeterli olduğu görüşündedir" ifadelerine yer verildi.
Deprem öncesi toparlanamadık ki deprem sonrası toparlanabilelim!