Hiç dinlemediyseniz mutlaka dinlemenizi öneririm;
"Selam sana yüreğimin derinliklerinden ey Beyrut!" sözleriyle başlayan Lübnanlı ünlü şarkıcı Feyruz'un 'Li Beyrut' şarkısını…
Aslında şarkı desek de Feyruz'un bitmeyen ağıdır Li Beyrut.
Şarkıda; Rodrigo'nun gitar konçertosu eşliğinde sözlerini anlamasanız da kalbinizin, ruhunuzun en duygulu yerine dokunur o muhteşem sesiyle Arap dünyasının divası Feyruz.
İsrail’in Filistin’i işgali, sonrasında Lübnan’a kaçan yüzbinlerce mültecinin peşinden yaşanan sınır çatışmaları, bu sebeple ülkedeki cemaatler arasında yaşanan gerginlikler 1975’te başlayıp tam 16 yıl süren kardeş kavgasına sebep olmuştu.
İşte bu şarkı, Lübnan’ da onlarca yıl süren iç savaşın yarattığı acılı izleri anlatır. Bir halkın, bir şehrin çektiği bitmek bilmez acıları ve aynı halkın o şehre, ülkesine, barışa ve kardeşliğe olan tutkusunu…
Bir zamanların en gözde. en zengin ülkelerinden olan Lübnan o iç savaş yıllarının ardından toparlansa da, bu kez de çok ağır bir ekonomik krizin içerisinde…
Bu öyle bir ekonomik kriz ki örneğini fazla bir yerde bulmak zor.
Mesela, bankada paranızın olduğunu düşünün. Bir sevdiğiniz, ölümcül bir hastalığın pençesine düştü. Tedavi için para gerek. Ama bankaya gidip, kendi paranızı çekemiyorsunuz.
Hatta Lübnan'da hesabından para çekmek isteyenler, silahla banka bile basar hale geldi.
Ekonomik çöküş, Lübnan Lirası'nın değerinin yüzde 98’den fazlasını silip süpürdü. Döviz rezervleri yok oldu gitti. Yüzde 200’leri aşan enflasyon orta sınıfı yok etti.
Son dönemlerde bazı ekonomistler bizim ekonomimiz için de özellikle de yüksek enflasyon yüzünden 'Lübnanlaşma' örneğini işaret etmeye başladı.
Evet, Türkiye yüksek enflasyon nedeniyle çok büyük bir sıkıntı içerisinde. Ama çok şükür Arjantin ya da Lübnan kadar ağır bir tablo içerisinde değiliz.
Türkiye'deki enflasyon şubat ayı itibariyle yüzde 67,07. Arjantin'de yıllık enflasyon yüzde 254, Lübnan'da ise yüzde 177.
Türkiye halen enflasyonla mücadelede mali sıkılaşmayla ve kamu giderlerinde ciddi bir tasarrufa girerek enflasyonla mücadelede sonuç alabilme potansiyelini elinde tutuyor.
Yine de Merkez Bankası'nın bozulma eğiliminin arttığı gözlemlenen enflasyon nedeniyle parasal sıkılaşma politikalarını seçim sonuçlarını bile beklemeden başlatması da durumun aciliyetini ve ciddiyetini ortaya koyuyor.
Son bir haftadır seçim öncesinde artan döviz talebini kısmak için ekonomi yönetimi neredeyse tüm tuşlara basıyor. Geçen hafta ticari ve ihtiyaç kredi büyümesine yönelik sınırları sıkılaştıran Merkez Bankası, bankalardan ayrıca ticari ve ihtiyaç kredi faizlerinin artırılmasını da istedi. Öyle ki bazı kamu bankalarında ticari kredi faizleri yüzde 60’a kadar çıktı, sektörde ortalama yüzde 58-60 arasında değişen oranlarda ticari kredi faizlerine ulaşıldı, bazı bankalar kredi limitlerini de sınırladı. Ve son olarak Merkez, bankaların TL yükümlülük zorunlu karşılıklarına günlük bloke getirdi
Her ne kadar seçimler öncesinde yeni bir faiz artırım kararı beklenmese de seçimlerden hemen sonra, enflasyonla mücadelede yeni bir rotaya girileceği ve faizde yükselme yapılacağına kesin gözüyle bakılıyor. Enflasyonla mücadelede daha can yakıcı önlemlerin gelmesi ihtimali de büyük olasılık.
Türkiye'nin yüksek enflasyon yüzünden Lübnan ya da Arjantin'in düştüğü ekonomik batağa düşmesine kesinlikle izin verilmemelidir.
Sosyal, siyasal yaşamın yanında, hukukun üstünlüğünü ve demokrasisini güçlendirerek, Türkiye'nin ekonomisini de bilim ve aklın yoluna sokması ve bu yolda ilerlemesi güçlü ve söz sahibi bir ülke olmasının tek koşuludur!