Samsun'un 19 Mayıs ilçesinde gün geçmiyor ki bir skandal patlamasın, bir rezalet ortaya çıkmasın.
Daha geçen yıl…
UNESCO'nun Dünya Mirası Geçici Listesi'nde bulunan Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'nde çıkan yangında, 2 bin dönüm arazi kül oldu.
Geçen yıl nisan ayında imara açılmıştı, eylülde bu yangın çıktı.
Üstüne üstlük yangının 'kundaklama' sonucu meydana geldiği, itfaiye raporlarına bile girdi.
Daha önce deltaya “Doğa okulu yapacağız” denilerek, pideci açılmıştı.
Yetmedi, araç girişinin ve kuş fotoğrafçılarının girişine bile yasaklanan deltada, düğün salonu açmaya kalktılar da neyse ki son anda bu faciadan da dönüldü.
Bu rezalet yetmiyormuş gibi daha geçen ay, ilçeye yapılan devlet hastanesindeki inşaat hatalarını ortaya çıkaran bir gazeteci, üstelik 19 Mayıs Belediyesi'nin içerisinde belediyeye elini kolunu sallaya sallaya giren müteahhit taşeronlarınca güpegündüz doğal gaz borularıyla dövüldü.
O belediyenin başkanı ise değil kınamayı, tek bir cümle bile etmedi.
Şimdi de yeni bir rezalet daha.
Meğer belediye, ilçenin çöpünü Engiz Mahallesi'ndeki mera alanına döktürüyormuş da milletin haberi bile yokmuş.
Yine o dövülen gazeteci çıkardı bu çevre felaketini de ortaya.
Helal olsun İbrahim Akkuş'a. Bu yıl 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Ödülü'nün bu meslektaşımıza verilmesi gerek. Onca tehdide, baskıya, şiddete rağmen namusuyla gazetecilik yapmaya çalışıyor.
Samsun'un bir çöp istasyonu yok mu?
Olmaz olur mu?
Samsun Büyükşehir Belediyesi, Yusuf Ziya Yılmaz'ın başkanlığı döneminde Karadeniz'in en büyük çöp istasyonunu kurdu Samsun'a.
Kentin bütün çöpleri o bölgeye taşınıyor.
Üstelik çöpten enerji bile üretiyorlar.
Ama yok bizim 19 Mayıs Belediye Başkanı Osman Topaloğlu, çöpleri 19 Mayıs'tan Samsun'a niye taşıtsın?
Bulmuş işin kolayını...
İlçeye en yakın ormanlık alana döktürüyor.
Üstelik kimse görmesin diye de üstünü toprakla örttürüyor.
Rezalet ortaya çıkınca, "Kurban'daki hayvansal atıkları gömmek için hazırladığımız çukurlardı. Ancak evsel atıkların da gömüldüğünü gördük. Hemen 'evsel-hayvansal atıkları' yerinde ayrıştırarak, sorunu çözdük" demiş.
O da yalan çıktı.
İbrahim Akkuş'un haberinin ardından Çevre ve İl Müdürlüğü yetkilileri geldiler baktılar ki ayrıştırma falan yok. Bütün çöpler olduğu gibi toprağın altında gömülü duruyor.
Vallahi insan ne diyeceğini bilemiyor.
İnsan kendi yöresine, kendi ormanına, merasına, bunu yapar mı?
Samsun Valiliği bu konu hakkında mutlaka soruşturma açtırmalı ve savcılık olaya el koymalı.
Mesele, öyle emir alarak iş yapan iki gariban belediye görevlisine soruşturma açmakla savuşturulamaz.
Mera Kanuna göre devlete ait alanları koruyup kollamak, belediyelerin görevi değil mi?
Ayrıca bu bölgeyi temizlemek de yetmez. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, bu rezaletin hesabını sormalı ve bu belediyeye en ağır çevre cezasının kesilmesi talimatını vermeli.
Gerçi o ceza da başkanın değil yine bizim cebimizden çıkacak ya…
Şimdi anlıyor musunuz, vizyon sahibi belediye başkanlarının neden yerel yönetimlere gelmesi gerektiğini…
Bence AK Parti İl yönetimi de o bölgede seçmenlerini zor duruma düşüren bu anlayışa, artık 'dur' demeli.
Yoksa yerel seçimlere şunun şurasında ne kaldı ki?