Bir ara CHP’nin liderliğine heveslendi ama bunun mümkün olmadığını görünce, tavrını iktidardan yana değiştirdi.
Aslında yükselişi hızlı ve baş döndürücüydü.
Metin Feyzioğlu ünlü hukuk profesörü ve siyasetçi Turhan Feyzioğlu’nun torunu.
Dedesi de o dönemde CHP'nin İnönü'den sonra gelecekte genel başkanı olarak görülüyordu.
Ancak Bülent Ecevit'in güçlü çıkışı ve CHP'nin 'Ortanın Solu' sloganını benimsemesi üzerine, partideki genel sekreterlik görevinden istifa etti.
47 milletvekili ve senatörle birlikte CHP'den ayrılarak Güven Partisi'ni kurdu. Sonradan, Cumhuriyetçi Parti ile Güven Partisi'ni birleştirerek Cumhuriyetçi Güven Partisi'nin başına geçti ve 12 Eylül 1980 Darbesi'ne kadar bu partinin genel başkanlığını yürüttü.
12 Eylül'ün darbeci yönetimi tarafından Başbakan yapıldıysa da 5 saat sonra geri alındı.
Türkiye'nin en kısa dönem görevde kalan başbakanı olarak bilinir Turhan Feyzioğlu.
İşte torununun da dedesi gibi CHP'nin Genel Başkanlığı'ndaydı gözü ama olmadı.
2010’da Ankara Barosu Başkanlığı’na seçildi. 2012’de kontenjandan CHP Parti Meclisi üyesi yapıldı. İki yıl sonra Türkiye Barolar Birliği’nin başındaydı. Yükselişi böylesine baş döndürücü oldu.
Başbakanlığa da heves ettiği çok konuşulsa da o amacına ulaşamadan ülkede başbakanlık tarihe, başkanlık sistemine geçildi.
Başlangıçta Barolar Birliği'nde arkasındaki destek büyüktü. 2017 yılında ikinci kez başkan seçilirken tek aday olarak seçime girmiş, oy kullanan 486 delegenin 419’unun onayını almıştı.
Her şey 2014 yılında Danıştay’ın 146. yıldönümü töreninde değişti. Metin Feyzioğlu, 50 dakika süren konuşmasında Van depremzedelerinin yaşadığı sorunlardan Gezi sürecine, basın özgürlüğünden 1 Mayıs’taki şiddete kadar pek çok konuya değindi.
Yolsuzluk soruşturmalarının engellendiği algısının adalete güveni zedelediğini savundu. Haziran Direnişi’nde, Ergenekon ve Balyoz davalarında eziyet edilenleri andıktan sonra salona dönüp “Vicdanlarımız kanamıyor mu?” diye sordu.
O dönemde Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan'ın tepkisi herkesçe malum. Hatta ‘Çıkar cübbeni, siyasete gir’ diye seslendi.
Çok enteresandır bu gerginliğin ardından Metin Feyzioğlu bütün konuşmalarında, muhalefeti bıraktı, iktidarın bütün açılış ve törenlerine ise koşa koşa gitti.
Bir daha da iktidarı kızdıracak ya da üzecek herhangi bir açıklama yapmadı.
Hatta AK Parti'nin çoklu baro için hazırladığı yasa teklifini savununca, suyu da ısınmaya başladı.
80 Baro Başkanı, Feyzioğlu'na karşı birleşerek açıklama yayınlamak zorunda kaldı.
Ve geçen hafta sonu yapılan Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu'nda ilk kez rüzgar tersine döndü ve koltuğunu terk etmek zorunda kaldı.
Ancak tanıyanlar bu yenilginin onu durduramayacağını söylüyor.
Metin Feyzioğlu, muhalif olarak başladığı görevine iktidara yakın durarak bitirdi.
Bu durumun meyvelerini de elbette önümüzdeki seçimlerde mutlaka toplayacaktır.
Ama kim ne derse desin baş döndürücü bir şekilde yükselen Metin Feyzioğlu'nun düşüşü, muhteşem oldu!