Samsun'da TMO, Salıpazarı ilçesinde fındık alımlarına başladı.
Nihayet...
Çünkü ağustos ayında üreticiye randevu bile vermiyorlardı.
Doğrusu da bu zaten.
TMO'nun piyasada olması fındık piyasası ve üreticisi için çok önemli.
Bu arada Trabzon Ortahisar Ziraat Odası Başkanı Mustafa Bekar'dan fındık üreticilerine çok önemli bir çağrı da geldi.
Diyor ki Mustafa Bekar, "Fındık baronları vur-kaç taktiği uyguluyorlar. O yüzden fındığınızı hemen pazara indirmeyin."
Nasılmış bu vur-kaç taktiği derseniz…
Büyük baronlar fındığı alabilecekleri en düşük fiyattan almak istiyorlar bunun için de üreticiyi bekleterek, fındığı vurup almak istiyorlar.
Fındığın zahmetini üreticinin çektiği bir gerçek. Bu nedenle de üretici büyük baronların, alivrecilerin kendileriyle uğraştığının bilincinde hareket etmeli.
Mustafa Bekar bunun için de üreticiye, "Fındığını 1 ay bekletsen batmazsın. Verme fiyat yükselsin" çağrısı yapıyor.
Üretici ise zor durumda. Bir taraftan ihtiyaçları ve borçları yüzünden paraya ihtiyacı var diğer taraftan da fındığını bekletebileceği depoları yok. Evde bekletirsem fındık çalınacak diye endişe ediyorlar.
Bir de fındık üreticilerinin büyük bir çoğunluğu memleketleri dışında yaşıyorlar.
Fındığı toplayıp, satıp biran önce yeniden işlerine dönmek gibi bir düşünceleri var. Bu nedenle kaybeden her zaman fındık üreticisi oluyor.
Halbuki biraz bekletseler, fındık baronları elleri mahkum, kapılarına kadar gelecekler.
Aslında bu sorunun kökünden çözümü belli ama oralı olan yok.
İktidarın fındıkta taban fiyatı belirledikten sonra, bu fiyatın altında fındık alamazsınız şartını getirmesi gerek.
Bu arada TMO’nun da alımları katı kurallar uygulayıp üreticiyi büyük tüccara ezdirmemesi gerekiyor.
Üreticiyi alivrecilerin dalaverecilerin insafına bırakmamak gerek!
***
Malum okullar önümüzdeki pazartesi günü açılıyor.
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım mailime bir ileti gönderdi, Samsun'daki bazı okullarda ders başlama ve bitiş saatlerinde yaşanan sıkıntıyı anlatıyor.
Özellikle de deprem güçlendirme çalışmaları nedeniyle birleştirilen okullardaki giriş çıkış saatleri bir hayli problemli.
Örneğin Gülsüm Sami Kefeli Ortaokulu’nda dersler, güçlendirme çalışmaları nedeniyle Arıburnu İlkokulu'nda öğlende başlıyor. Buna göre öğrencilerin derslerinin bitiş saati 19.00.
Hatta bazı okullarda dersler 19.00'dan sonra bile bitiyormuş.
Kış günü saat 20.00'den sonra eve gelen çocuklar, veliler ve öğretmenler anlaşılan büyük çile çekecekler.
Bunun trafiğe, eğitim kalitesine ve okul güvenliğine etkisi ne olur dersiniz?