Vatandaşın ekonomiye duyduğu güveni ölçmek mümkün mü?
Evet, mümkün...
Çeşitli yolları var; Örneğin kurlar. Ekonomiye duyulan güvenin bir göstergesi.
Bunun dışında çeşitli kurumlar da anketler yoluyla ekonomiye duyulan güvenin artıp artmadığını izleyebilirler.
Bu kurumların başında ise TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) gelir. TÜİK zaten her ayın 3'ünde açıkladığı enflasyon rakamlarıyla, özellikle de son bir yıldır gündemimizde olan bir kurum.
İşte TÜİK'in 'sektörel güven endeksleri' adıyla düzenlediği anketlerin sonuçları da ekonominin gidişatı için önemli bir gösterge oluşturuyor.
Ve TÜİK'in, Merkez Bankası iş birliği ile yürüttüğü tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, dün yayımlandı.
Buna göre tüketici güven endeksi, aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 1,3 oranında azaldı.
Kasım ayında 76,6 olan endeks, aralık ayında 75,6'ya geriledi.
Dün sosyal medyada bu konuyla ilgili haberlere, vatandaş büyük tepki göstermiş. Fakat yanlış anlayarak…
'Fiyatların çok yüksek olduğunu' söyleyen çok sayıda vatandaş, güven endeksinin düşmesini enflasyon rakamlarıyla karıştırmış olacak ki, 'ne düşmesi sürekli artıyor' diye tepki gösteriyorlar.
Bu durum aslında vatandaşın sadece ekonomiye değil, TÜİK'e duyduğu güvensizliğin de trajikomik bir biçimi diye düşünüyorum.
Anlaşılan o ki vatandaş ekonomiye de TÜİK'in verilerine de güvenmiyor.
Bu arada şu bilgiyi de hatırlatalım; tüketici güven endeksinin, 100'den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu, 100'den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu gösteriyor.
Açıklanan son verilerle art arda yapılan faiz indirimleri sonrasında enflasyondaki patlama ile yoksulluk girdabında dönüp duran vatandaşın, ekonominin iyileşeceğine dair umutsuz olması çok çarpıcı.
Umutsuzluk insanı yaşama dair en savunmasız bırakan duygu biçimidir.
Bu bağlamda bir ekonominin doğru ekonomi politikası uygulamaması başka bir şey, doğru politika uygulamayacağı mesajı vermesi ise daha başka bir şeydir.
İlki bir hatayı gösterir ve düzeltilebilir. O nedenle sonuçları sıkıntı yaratsa da hata düzelince tamir edilebilir.
İkincisi çok daha sıkıntılı bir durumu gösterir, çünkü orada hatada ısrar var demektir.
Türkiye, bir süredir ikinci durumda!