Samsun İl Sağlık Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Muhammet Ali Oruç, kentin başarılı bulduğum bürokratlarından birisidir.
Önceki gün Samsun'da geçen yıl verilen sağlık hizmetlerine ilişkin, ayrıntılı bilgiler verdi. Oruç'un açıklamalarına göre 2022 yılında Samsun'da kamu hastanelerinde nüfusunun 14 katı hastaya sağlık hizmeti verilmiş.
Tam tamına 19 milyon kişi geçen yıl muayene hizmeti almış.
Sadece kamu hastanelerinde günlük ortalama muayene sayısı 20 binin üzerinde. Muayene olan hastaların yüzde 77’si, kamu hastanelerinden hizmet alıyor. Yani her 10 hastanın neredeyse 8’i kamu hastanelerine gidiyor.
Muhammet Ali Oruç'un bu açıklamalarını okuyunca, Samsunluların niye MHRS'den bir türlü randevu alamadığını, her gün sabah 10.00'da telefon başında neden saatlerce nöbet tuttuklarını, şanslı olup MHRS'ye ulaşanlara neden günler hatta aylar sonrasına randevu verildiğini hatta Samsun merkezde ikamet eden vatandaşların neden muayene için uzak ilçelere yönlendirildiklerini daha iyi anlıyorsunuz.
Çünkü hastane randevularına korkunç bir yığılma var!
Bu yoğunluk nedeniyle de ‘Merkezi Hekim Randevu Sistemi’ ve ‘Alo 182’ üzerinden randevu bulmak, gün geçtikçe daha da zorlaşıyor.
Her ne kadar hekimlerin kamuya dönüşlerinde bir miktar artış olsa da bu aşırı talebi karşılayacak sayıda hekim var mı derseniz, ne yazık ki yok.
Hatta bir devlet hastanesinde çalışan hekim günde 100-120 hasta bakar hale gelmiş durumda.
Sağlık sistemi ve randevu sisteminin tıkandığını bir diğer göstergesi de acile başvuran hasta sayıları. Randevu alamayan hasta, acile koşuyor.
Peki, çözüm ne?
Lafı hiç uzatmaya gerek yok. Bu yığılmanın tek çözümü; birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi ve hastanelere başvuruların azaltılmasından geçer.
Benim yaşımdakiler sağlık ocaklarını çok iyi hatırlar. Hastalar önce sağlık ocaklarına muayene olmaya giderler, hekimin vereceği sevke göre hastanelere yönledirilirlerdi. İşte o sevk zincirini yeniden sağlayarak, -ihtiyacı olan- hastaları hastanelere yönlendirmek gerekiyor.
Ayrıca gereksiz tetkik ve girişimleri arttıran performans sisteminden de vazgeçilirse ve mevcut kapasite doğru değerlendirilirse, hastalar için uzayan hasta randevularının önüne geçilebilir diye düşünüyorum.
Yoksa o devrim diye yıllardır öve öve bitirilemeyen ve artık çıtırtıları gelmeye başlayan sağlık sistemi, gün gelir bir anda çöker!