Dünkü yazımda da anlattığım gibi, 1. sanayi devrimi ile su ve buhar düzenekleri kullanılarak buhar gücüyle üretim arttı.
2. sanayi devrimi ile elektriğin üretim tesislerinde kullanılması üretimin artması sağlandı.
3. sanayi devrimi ise fabrikalardaki üretimde programlanabilir elektroniğin kullanılmasını sağladı. Otomasyon ve sayısallaşmayı kullanarak mümkün kıldı.
Şimdi gelelim 4. sanayi devrimine…
Çünkü çok ama çok önemli bir sürecin içerisindeyiz. Çünkü bu devrim öyle iki yüzyıl ya da 20-30 yıl öncesinde gerçekleşmiyor. Şu anda, günümüzde, halen gerçekleşiyor.
İlk kez 2011 yılında de Almanya’da Hannover Fuarı’nda ortaya atıldı Endüstri 4.0 kavramı. Pek çok ülkeden ve teknoloji devi şirketlerden büyük destek aldı.
Nedir bu Endüstri 4.0?
En sade haliyle söylüyorum; sanayide robotların üretimi devralması.
Nasıl yapacaklar?
Haberleşen sensörlerle, ortamı algılayacaklar ve veri analizi yaparak, ihtiyaçları fark edecekler ve buna göre üretim yapacaklar.
Bu üretim şekli insana ve insanın ihtiyaçlarına bağımlılığı azaltarak daha iyi, daha ucuz ve daha hızlı üretim yapılmasını öngörüyor.
Bununla birlikte hayatımıza, nesnelerin interneti, büyük veri, artırılmış gerçeklik, simülasyonlar, 3 boyutlu baskı, bulut sistemleri, akıllı robot otomasyonu, siber güvenlik konular da girmiş durumda.
Endüstri 4.0’ın pek çok avantajının yanında, hayatları zorlaştıracak olumsuz yanları da var elbette.
Robotların üretimi devralmasıyla insan gücüne olan ihtiyaç azalacak. Bu durum sadece fabrikalardaki mavi yakalar için değil, beyaz yakalılar için de bir risk.
Ama korkmayın, bu dünyanın sonu değil. Bu gelişmelere göre yeni iş alanları açılacak elbette.
İşte bütün bunlar hesaba katıldığında 1., 2. ve 3. sanayi devrimleri sonrasında Batı'nın üstünlüğünü artık tersine çevirmek istiyorsak, bizim de yapmamız gereken kendimizi korumak için gelişime ayak diremek değil, değişen dünyaya uyum sağlamak.
Bu noktada CHP'nin '2. Yüzyıla Çağrı' toplantısı büyük önem taşıyor.
Bırakın Kemal Kılıçdaroğlu'nun eşi yanında uyuyormuş, yok bu danışman ithalmiş laflarını. Almanya'da 3. sanayi devriminin mimarı, Merkel'in akıl hocası, Çin'de ise 'konuşan robotlar'la çekik gözlüleri kendisine hayran bırakan bu adamdır.
Bu tartışmalar işin magazin tarafı. Sonuç olarak önümüze bakalım. Modern dünya yani teknoloji üreten, katma değer üreten ülkeler bizden hızla uzaklaşıyorlar. O çok övündüğümüz savunma sanayinin dışında da biran önce harekete geçmez ve Endüstri 4.0'ı yakalayamazsak, oyun kurucu değil, oyunda piyon olmaktan öteye gidemeyiz.
Hadi artık biran önce başlayalım!
***
TÜİK verilerine göre; kasım ayında enflasyon yüzde 2.88 gerilerken, yıllık enflasyon yüzde 84.39 oldu.
Şimdi diyecekler ki, "enflasyon geçen ay yüzde 85,5'du. Merkez Bankası politika faizini yüzde 9'a indirdi. Bakın faizi indirdik, enflasyon da düştü."
Halbuki enflasyon baz etkisiyle bir miktar düştü. Siz asıl gıda enflasyonuna bakın. Bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup yüzde 5,75 ile gıda ve alkolsüz içecekler.
Kasım ayında işlenmemiş gıdada yıllık enflasyon artışı yüzde 97.24, işlenmiş gıdada ise yüzde 107.35. Kazın ayağı hiç de öyle değil yani.
Bu arada bankalar mevduat müşterisini kaçırmamak için, faiz artırmaya devam ediyorlar ama onun önemi yok. Dostlar alışverişte görsün!