Yeni bir yıla girdik. Sağlıkla, huzurla, dertten tasadan uzak, demokratik hoşgörüyle geçmesini dilerim.
Elbette hepimizin dilekleri bu yönde ama insan eski alışkanlıkların bir türlü terk edilmediğini görünce, yeni yıl için de umutsuzluğa kapılıyor.
Bakın geçen yılın son günlerinde olağanüstü toplanan Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi'nde de yine aynı 'ben bildiğimi okurum' anlayışının devam ettiğine şahit olduk.
Bir değil, iki değil, üç değil, dört değil tam beşinci kez Samsun Büyükşehir Belediyesi Samsunların yakından takip ettiği Yalı Kafe'nin yerinde, daha fazla betonlaşmaya yol açacak proje için bir kez daha imar planı değişikliğine gitti.
CHP ve İYİ Partili üyelerin daha önce yapılan imar değişikliklerine ilişkin açtıkları davaları kazanmalarına rağmen…
Samsun Büyükşehir Belediyesi, müteahhit firma daha önce mahkeme kararıyla durdurulan inşaata devam edebilsin diye, Büyükşehir Belediye Meclisi'ni olağanüstü toplantıya çağırdı.
2019 yılından bu yana 5'inci defa yapılan imar değişikliğiyle ilgili muhalefetin yaptığı itirazlar, AK Partili üyelerin oylarıyla reddedildi.
Üstelik mahkemenin daha önce imar planında işaret ettiği iptal gerekçelerinin hiçbirisi giderilmemiş olduğu halde…
Hukuka uygun olmadığı ayan beyan ortada olan bu proje ve imar planlarıyla ilgili bu kadar ısrar etmenin, işi artık inada bindirmenin mantığını kimse anlayabilmiş değil.
Üstelik iktidarın diğer ortağı MHP'nin bile çekimser kaldığı bu projeyle ilgili artık ciddi bir kamu zararının oluştuğu da ortada.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Ayhan Ayvaz da bu kamu zararına işaret ederek, bu düzenlemede ısrar eden belediye yetkilileri hakkında zimmet çıkarılması gerektiğini belirtiyor.
Ayvaz'ın bu önerisi dikkate alınsa belki bir sonuç alınabilir diye düşünüyorum. Hatta hukuk kararlarını hiçe sayarak, mahkemelerin uyarına ilişkin hiçbir düzeltmeyi yapmayan meclis üyeleri hakkında da zimmet çıkarılsa çok daha etkili olacağını düşüncesindeyim.
Sonuç olarak Millet İttifakı üyeleri, bu yeni imar değişikliğini de mahkemeye taşımakta kararlı.
Ben de bir hatırlatma yapayım; hukuksuzlukların karşısında azim, kararlılık ve dik duruşun sergilendiği durumların sonucunda her zaman halk kazanmıştır!
***
3600 ek gösterge, asgari ücret zammı, EYT derken, seçim sathı mahalline giren Türkiye'de şimdi de gözler memur ve emekli maaşlarına yapılacak olan zamlarda.
TÜİK aralık ayı enflasyon rakamlarını yarın açıklayacak. Böylece memur ve emekli maaş zamları da belli olacak.
Şu anda mevcut ekonomik koşullar karşısında en zor durumda olan kesim emekliler. Onların talepleri ise emekli maaşının en az asgari ücret seviyesine çıkarılması.
Diğer bir önemli talepleri ise intibak yasasının bir önce çıkarılması.
Bu ülkede 20-30 yıl çalışan, emek veren, vergi ödeyen, ülke kalkınmasına katkısı olan çalışanlar, emekli olduktan sonra bir kambur gibi görülüyorlar.
Bırakın yoksulluğu, açıklık sınırının altında bir maaşa emeklisini mahkum eden bir siyaset olabilir mi?
Tıpkı EYT'liler gibi emekliler de bir an önce akıllarını başlarına alıp, iyi bir örgütlenme sağlayamazlarsa bu iş böyle devam eder gider.
Emeklinin insanca yaşayacağı bir ücrete kavuşabilmesi için daha kaç mevsim geçecek!