Bugünlerde herkesin merak ettiği soru yerel seçimlerden sonra, ekonominin nasıl bir hal alacağı özellikle de döviz kurlarında bir yükselme olup olmayacağı…
Hatta bu merak, seçim öncesinde piyasaları oldukça hareketlendirdi. Son haftalarda döviz büroları doldu taştı, yoğun döviz talebi dolar ve Euro’ya yeni rekorlar kırdırdı.
Bunun sonucunda da bankalararası piyasada tarihinde ilk kez 32 seviyesini aşarken, serbest piyasada ise 33.10 seviyelerinden satıldı.
Euro/TL'de de durum aynı. O da bankalararası piyasada 35 seviyesini aşarken serbest piyasada 36.1 seviyesinden alıcı buldu.
Altın ise, dolar ve eurodan aşağı kalır mı? Son günlerde altına talep de arttı. Gram altın 2 bin 252 liraya çıkarken serbest piyasada 2 bin 400 lirayı aştı.
Dövize yönelimi frenlemek için bankaların yüksek mevduat faizleri de rekor üstüne rekor kırmaya devam ediyor. Fakat hala bankalara TL cinsinden yönelim yeterli değil. Neden. Çünkü enflasyon güven vermiyor.
Bütün bu gelişmeler olurken yabancı yatırımcıların en çok merak ettikleri konu da, Türk halkının görece yüksek mevduat faizlerine rağmen neden hala döviz tercihinde bulunduklarıymış.
Ünlü bir bankanın CEO'sunun aktardığına göre yabancı yatırımcılar ayrıca Türk insanının mevcut yüksek enflasyon ortamında nasıl olup da geçinebildiklerini, Türk bankalarının bu ortamda nasıl para kazanabildiklerini de merak ediyorlarmış.
Vallahi onu biz de merak ediyoruz. Özellikle de emekliler. 10 bin TL gibi bir maaşla yüzde 100'leri geçtiğini bildiğimiz ama bir türlü TÜİK tarafından yüzde 60'lardan yukarı çıkarılmayan bir enflasyon ortamında geçinebilmek, doğrusu sadece bizim ülke insanına özgü bir şey olsa gerek!
Baksanıza enflasyonda bir puanlık oynamada bile Avrupa'da yer yerinden oynuyor. Bizde ise tık yok.
Bu arada işsizlik rakamları önceki gün açıklandı. Türkiye'de işsizlik ocakta yüzde 9,1 oldu. Buna göre 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı, 2024 yılı ocak ayında bir önceki aya göre 85 bin kişi artarak 3 milyon 214 bin kişi oldu.
Ekonomiye ilişkin en olumlu veri ise cani açıktan geldi. Ocak 2024 verilerine göre cari açık, 12 aylık bazda düşüşe devam ediyor.
Elbette bu sevindirici bir gelişme. Cari açıktaki düşüşte ise altın ithalatındaki 3,9 milyar dolar tutarındaki düşüş ve enerji başta olmak üzere diğer mallar ithalatındaki azalma etkili oldu. Bu gelişmeyle cari açık geçen yılın Ocak ayına göre 7,9 milyar dolar gerilemiş oldu. Bu durum madalyonun iyi tarafı.
İthalattaki düşüşün diğer bir anlamı da büyümedeki yani üretimdeki düşüş anlamına geliyor. Çünkü biz ithalata bağımlı olarak üretim yapabilen ve buna bağlı olarak büyüyen bir ülkeyiz. Yani ithalata bağımlı bir ülkeyiz.
Büyümedeki düşüş deyince de aklınıza istihdam gelmeli. Önümüzdeki aylarda işsizlikte, daha doğrusu işsiz kalanlarda bir artış daha belirgin bir hale gelirse şaşırmayın!
İşte bu da madalyonun kötü tarafı! İyimser mi kötümser mi olacağınız ise size kalmış!