Dün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ydü.
En son cümlemi, en başta söyleyerek başlayayım;
Kadının özgürlük düzeyi, o toplumun uygarlık düzeyinin ölçütüdür.
Peki, bizim uygarlık düzeyimiz nedir?
8 Mart'ın kutlandığı gün bile dün farklı şehirlerden kadın cinayetleri haberleri geldi. İstanbul, Batman ve Malatya'da 3 kadın cinayete kurban gitti.
Batman'da 38 yaşındaki Murat Atılgan, takip ettiği boşanma aşamasındaki kadın kuaförü olan eşini vurarak öldürdü. Bu sırada durakta bulunan ismi öğrenilemeyen lise öğrencisi kız da seken kurşunla yaralandı.
İstanbul Pendik’te ise tartıştığı karısını bıçaklayarak öldüren kişi, balkondan atlayarak intihar etti.
Malatya'nın Battalgazi ilçesinde ise bir kişi birlikte yaşadığı kadını bıçaklayarak öldürdü. Olay yerinden kaçan zanlı, jandarma ekiplerine teslim oldu.
Sadece bu üç kadın cinayeti 8 Mart günü oldu. 2022 yılı 8 Mart'tan bu 8 Mart'a kadar ise Türkiye'de 328 kadın cinayeti işlendi. 233 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.
Yani ülkemizde de kadına yönelik şiddetin dozu giderek artıyor, en temel insan hakkı olan yaşam hakkı vahşice ihlal ediliyor.
İstanbul Sözleşmesi’nden hukuka aykırı bir şekilde çekinilmesi yetmiyormuş gibi, Türk Medeni Kanunu’yla ve 6284 sayılı Yasa ve Uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan kadın hakları kazanımlarını ortadan kaldıracak düzenlemelerinin yapılacağının kamuoyunda sürekli gündemde tutulması, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılması toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı açıklamaların desteklenmesi, toplumsal cinsiyet derslerinin müfredatlardan çıkartılmasıyla ağıd bir kuşatma altında kadınlar.
Kadını özgür birey olarak görmeyip, sadece aile içinde bir birey olarak sınırlandıran zihniyetin oluşmasına yol açan politik uygulamalar ise kadınları daha fazla şiddete açık hale getirdi bile.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi, devletin kadınları korumaya yönelik önlemleri ve şiddete yönelik politikalarıyla birebir ilgilidir.
Devletin çok yönlü ve bütüncül politikalar üretmesi yanında, bu mücadelenin toplumsal düzeyde genele yayılarak etkin ve kararlı yürütülmesi gerekiyor.
Özgürlük ve cinsellik konularında aşılamayan engelleri, varılamayan yerleri, kaybedilen değerleri masaya yatırmaya korkuyoruz.
Öldürülen kadınlarla o cinayetleri işleyen erkekleri mütemadiyen doğurmaya ve büyütmeye devam ediyor olmanın nedenlerini sorgulayacak bilinci görmezden geliyoruz.
O yüzden geçmişimiz gibi geleceğimiz de hep potansiyel cinayetlerin gölgesinde beliriyor.
Yarın başka kadınlar ve başka erkeklerin isimlerinin geçtiği ama aynı şeylerin yaşandığı haberler okumaya devam ediyoruz.
Bu korkunç döngüyü ancak 'Yine kadın cinayeti!' değil, “Hâlâ mı kadın cinayeti!” demeye başladığımız gün değiştireceğiz...
***
ALTILI MASA MORAL VERDİ AMA…
Türkiye'de siyaset cephesinde yaşanan gelişmeler piyasa göstergeleri üzerinde etkisini hissettiriyor.
Altılı Masa'da yaşanan gelişmelerin etkisiyle haftanın ilk işlem gününde düşüş gösteren risk primi, haftanın ikinci işlem gününde de geriledi.
Geçen hafta cuma günü 555 baz puanda kapanan Türkiye'nin risk primi Pazartesi günü 523 baz puana kadar geriledi. Salı günü ise risk priminde 515 puan seviyesi görüldü. Böylelikle iki günde risk priminde 40 baz puanlık düşüş görüldü. Son iki günde Türkiye, risk priminde yaşanan gerilemeyle gelişen piyasalar içinde pozitif ayrışma sergiledi.
Millet İttifakı'ndaki krizin çözülmesi piyasaları olumlu etkiledi ama Hazine'de de ise işler hiç de iyi gitmiyor.
Hazine'nin nakit açığı Şubat'ta 171,5 milyar TL ile rekor seviyeye çıktı.
Böylece ocak-şubat nakit dengesi 225,8 milyar TL açığa ulaştı. Nakit dengesi 2022 yılının şubat ayında 55,5 milyar TL fazla vermişti.