Türkiye olarak dün, kabus gibi bir güne uyandık.
Gece sabaha karşı önce Kahramanmaraş Pazarcık merkezli önce 7.4 ardından da 7.7 olarak güncellenen, ardından da saat 13:24'te yine Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde 7,6 büyüklüğündeki deprem ile iki büyük felaket ardı ardına yaşadık.
Etki alanı Doğu ve Akdeniz bölgesi olan bu iki büyük deprem sadece bölgedeki 10 ildi ve güneyde Suriye'de yıkıma neden olmakla kalmadı, Samsun dahil birçok ilimizden de hissedildi.
Cumhuriyet tarihinin Erzincan depreminden sonra en büyük felaketiyle karşı karşıya kaldık. Bu yazının yazıldığı dakikalarda can kaybımız bin 74 kişiydi.
Yıkılan binaların altında ise hala yüzlerce vatandaşımızın olduğu biliniyor.
Kahramanmaraş Pazarcık, Diyarbakır, Hatay, Adıyaman, İskenderun, Malatya, Şanlıurfa, Osmaniye, Kilis, Adana, toplamda 10 ilimizde büyük can kayıplarımız var.
Aslında bu depremin yine bu bölgede olacağı daha önceden biliniyordu. Çünkü Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, 11 Nisan 2022'de Zonguldak'ın Ereğli ilçesi açıklarında 4,4 büyüklüğündeki depremin ardından, "Doğu Anadolu Fayı üzerinde Erkenek, Çelikhan, Kahramanmaraş Türkoğlu yörelerinde bundan sonraki depremlerin oralarda olacağını düşünüyorum" uyarısında bulunmuştu.
Bu uyarıya rağmen depreme dayanıklı olmayan binalar tespit edildi mi, hayır!
Bu ülke bilim insanlarının sözlerine kulak vermediği sürece, felaketlerde ağır can kayıpları vermeye devam edecektir.
Diğer taraftan bu depremlerin yarattığı moral bozukluğu yetmiyormuş gibi kara kış, dondurucu soğuklar ve toplumun ağır bir geçim sıkıntısı içinde bulunduğu bir sürecin de içerisineyiz.
Bu kara günlerde yapabileceğimiz en değerli şey DAYANIŞMA. El ele olma, birleşme ve dayanışma zamanı içinde olduğumuzu unutmayalım.
Dün Samsun'da 'fısıltı' şeklinde yayılan 'deprem olacak' söylentileri, halkta büyük bir korku ve paniğe de neden oldu. O yüzden bu tür afet ve depremler yaşanırken, yetkililerden ve önemli basın kuruluşlarından gelen haber ve açıklamalara itibar edelim.
Sonuç olarak, Türkiye bir deprem ülkesi ve bundan sonra da olacak. Binalarımızı, hastanelerimizi, okullarımızı bu gerçeği unutmadan, depreme dayanıklı olarak yapmayı, bunun için gereken denetim ve kontrol önlemlerini layıkıyla almayı ne zaman başaracağız!
Bütün kalbimle bu felaketlerin son acılarımız olmasını diliyor, hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralı olanlara da acil şifalar diliyorum!