Kahramanmaraş depremlerinde asıl yıkımın son dönemlerde kent merkezlerinde inşa edilen, bolca reklamı yapılan ve "lüks" diye satılan sitelerde yaşandığını söylüyor görgü tanıkları.
Niye mi, işte bakın;
Diyarbakır'da iki bloğu çöken Galeria Sitesi’nin enkazında, cansız bedenine ulaşılan avukat Serhan Özdemir'in, binanın altında faaliyet gösteren market ile kolonları kestikleri için davalık olduğu ortaya çıktı. Çöken binayla ilgili şu anda 3 kişi gözaltında.
Adıyaman'da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden gelen daha 10,11,12 yaşlarındaki sporcu öğrencilere, hocalarına ve yanlarındaki ebeveynlerine mezar olan İsias Otel'in, iki eski apartmanın birleştirilerek otel haline getirildiği, hatta lobi yapılması için girişteki kolanlarının kesildiği yetmiyormuş gibi binaya ek katlar çıkıldığı belirlendi.
Hatay'da 'cennetten bir köşe' diye satılan Antis Yapı tarafından inşa edilen ve depremde binlerce vatandaşımızın hayatını kaybettiği Rönesans Reziadans'ın temelinin kaydığı, koridorundaki çatlağın büyüdüğü bir site sakini tarafından tespit edilmesine rağmen, şikayeti yüzünden alaya alındığı ortaya çıktı. Yapının müteahhidi Mehmet Yaşar Coşkun yurtdışına çıkmak isterken havaalanında yakalandı.
Adana'da yıkılan bazı binaları inşa eden Alpargün İnşaat'ın sahibi Hasan Alpargün, KKTC'de gözaltına alınarak Adana’ya getirildi. Adli Tıp Biriminin girişinde Alpargün, inşa ettiği binaların yıkılmasıyla onlarca kişinin hayatını kaybettiğinin gazeteciler tarafından hatırlatılması üzerine, "Mukadderat." diyerek yanıt verdi.
Hatay'da en fazla binası yıkılan şirketlerin başında Özburak İnşaat geliyor. Şimdilik teyit edilmiş binalarının yüzde 25'i yerle bir oldu. Neredeyse ayakta kalmış bir parça dahi yok. Hepsi 2010 sonrası yapıldı. Hikmet Günsay 2001'de inşaatçılığa başlamış. 2005'te Özburak İnşaatı kurmuş. Bir röportajında "İlkokul mezunuyum. 1500'den fazla konut yaptım diyor."
Bu örnekler say say bitmiyor. 8 bine yakın bina tamamen yıkıldı. Binlerce insanımız enkaz altında kalarak can verdi.
Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un en son açıklamasına göre, hasar tespit çalışmaları kapsamında belirlenen acil yıkılması gereken bina sayısı 50 bin 576, az hasarlı veya hasarsız bina sayısı ise 279 bin 655.
Peki, tek suçlu müteahhitler mi?
Buna göz yuman, denetlemeyen belediye başkanları, meclis üyeleri, yapı denetim firmaları, yerel siyasetçi ve bürokratlar sorumlu değil mi?
Bunlar sorumluluklarını yerine getirselerdi, bu binalara tek bir çivi çakılabilir miydi?
Kurdelaların dünyanın en büyük makasıyla kesilmesine şaklabanlık, o led ışıklara da görgüsüzlük deyip geçmemeliydik...
Bir şeylerin üzerini örttüklerinden zamanında şüphelenmeliydik.