Murat Erkan'ı uzun yıllardır tanırım; Samsun Tabip Odası, Atatürkçü Düşünce Derneği Samsun Şubesi Başkanlığı, Atakum Kent Konseyi Başkanlığı görevlerinde bulundu.
Bu kentin havasıyla, suyuyla, ekolojik yapısıyla, doğru bir şehircilik anlayışıyla yönetilebilmesi için elini bırakın taşın altına, kayanın altına koyan temiz yürekli, iyi bir aktivisttir aynı zamanda.
Geçmişte, Atakum Kent Konseyi başkanlığı yaptığı dönemlerde, şimdi bilim merkezinin inşa edildiği o alanda, bir 'oldubitti'yle Tarım Lisesi'nin yıkılarak cami yapılmak istenmesine karşılık, hem yasal hem de düzenlediği basın açıklamaları ve protesto eylemleriyle büyük katkı vermişti.
Atakum'un girişinde Emniyet, SGK gibi kamu kurumlarının konuşlandırıldığı o bölgede bir de binlerce kişilik cami yapılmasının o bölgedeki trafiği alt üst edeceğini, bu nedenle cami yerinin kesinlikle yanlış olduğunu defalarca kez dile getirmişti.
Neyse ki mahkeme kararları ve o dönemki meclis üyelerinin bu karardan geri adım atmasıyla bu yanlıştan dönüldü.
Murat Erkan şimdi de bu köşede de defalarca konu olan Kurupelit Yat Limanı meselesine odaklanmış durumda.
Bilindiği gibi; 2015 yılında tamamlanan ve o dönemde hatalı olduğu bilim çevrelerince söylendiği halde 7,8 milyon dolar harcanarak yapılan Kurupelit Yat Limanı’yla ilgili, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, geçen mayıs ayındaki meclis toplantısında yat limanının mevcut alanlarının yıkılacağını, büyük bölümünün de doldurularak kuzeyde ‘yeni bir yat limanı’ yapılacağını açıklamıştı.
İşte Murat Erkan ve beraberindeki aktivistler, bu projenin de 'yanlış' olduğunu ve daha büyük sorunlara sebep olacağını belirterek, 'Kurupelit Marina Dayanışması' adıyla bir platform oluşturdular.
İlk basın açıklamasını geçtiğimiz günlerde yapan platform, Kurupelit Yat Limanı'nın doldurulmasının Atakum sahilinin kıyı yapısını bozacağı uyarısında bulunarak, onun yerine şu anki mevcut yapının çok daha ucuz ve kolay düzeltilebilmesi yönünde Büyükşehir'e çağrıda bulundular.
Hatta 'teknolojik olanaklar olması'na karşın marinanın Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından temizlenmemesine tepki göstererek, “Kurupelit Marina alanı bu haliyle ‘çözümsüz’ gibi gösterilip Samsun halkı bıktırılmaya, Kurupelit Marina’dan vazgeçilmeye çalışılıyor. Kurupelit Marina ranta kurban edilmek, betonlaştırılmak isteniyor” dediler.
Beni bu açıklamada en çok 'yosunlaşma ve kötü koku' nedeniyle sıkıntılı olan yat limanının temizlenmesi ve sorunun çözümü için gerekli olanakların 'Samsun'da bulunduğu' cümlesi etkiledi.
Marinanın temizlenmesi için önerdikleri çözüm ise, "çözülmüş oksijen arıtımı yoluyla havalandırma sistemi kurulması."
Platform üyeleri bu sayede yat limanındaki yosunlaşmanın önlenebileceğini, kolay ve ucuz olarak Kurupelit Marina’nın rehabilite edilip, şehrin hizmetine sunulmasının mümkün olduğunu dile getiriyorlar.
Örneklerini de vermişler; Samsun Limanı, İstanbul Haliç ve daha sonra onlarca yer…
Eğer yat limanın temizlenmesi bu yolla mümkünse Samsun Limanı'na ve Haliç'e göre daha küçük ve daha kolay olan Kurupelit Marina niye temizlenemesin?
Bu ekonomik sıkıntı içerisinde milyonlarca lira harcanarak yapılmış bir limanı doldurmak, Atakum ve Körfez bölgesinin ekolojik, doğal ve dengeli yapısını da bozacaktır.
Başkan Mustafa Demir ve ekibinin, Kurupelit Marina Dayanışması'nın talep ve uyarılarını dinlemesi, Samsun'un geleceği için daha doğru bir yol olacaktır düşüncesindeyim.
Umarım seslerini duyarlar...