Irak ve Şam İslam Devleti. Kısaca IŞİD
Afrika'da, Irak ve Suriye'de etkinlik gösteren, bu bölgede hilafet devleti kurmak amacıyla güvenlik güçlerine ve sivillere karşı eylemler yapan yasa dışı, silahlı ve ele geçirdiği topraklardaki meşruluğu hiçbir ülke tarafından devlet olarak tanınmayan Selefi 'TERÖR' örgütü.
Türkiye'ye yönelik çok sayıda kanlı terör eylemi gerçekleştirdi.
20 Mart 2014'te Niğde'de başlayan ve Atatürk Havalimanı saldırısına kadar devam eden eylemlerde 211 kişi hayatını kaybederken, bin 182 kişi de yaralandı.
Aralarında Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz'ın da bulunduğu 49 konsolosluk görevlisinin rehin alınmasından tutun da Sultanahmet saldırısına, HDP'nin 2015 yılındaki Diyarbakır mitingine yönelik bombalı saldırısına kadar birçok eylemin sorumlusu.
IŞİD'in Türkiye'ye yönelik en kanlı eylemi ise 10 Ekim 2015'te Barış mitingine katılmak üzere Ankara'ya gelen sivil vatandaşlarımızın arasında bomba patlatarak, 104 kişinin ölümüne neden olduğu terör saldırısıydı.
28 Haziran 2016 yılında ise Atatürk Havalimanı'nda 45 kişinin öldüğü 239 kişinin yaralandığı saldırıyı da yine IŞİD'li 3 terörist gerçekleştirdi.
Önceki gün Fransız çimento şirketi Lafarge'ın, ABD’de yargılandığı davada IŞİD ve diğer yasa dışı örgütlere yardım ettiği suçlamasını kabul ederek, 777,8 milyon dolar cezaya çarptırıldığı haberini okuyunca, bu kanlı terör örgütünün milletimize yaşattığı bu acılar bir kez daha gözümün önüne geldi.
Aslında bu Lafarge Fransa’da da insanlığa karşı işlenen suçlara ortaklık etme iddiasıyla yargılanıyor ama bu suçlamayı kabul etmiyor. IŞİD'e destek verdiklerini ise ne hikmetse kabul ettiler.
Aslında Lafarge'yi bizler de çok iyi tanıyoruz; Barış Pınarı Harekatı'nda terör örgütü PKK'nın yaptığı beton tünellere, kim destek verdi dersiniz?
Diğer taraftan düşünebiliyor musunuz; Ortadoğu'da ve Türkiye'de binlerce çocuk, kadın ve yaşlı insanı canice katleden ve uluslararası devletler tarafından resmen terör örgütü olarak bilinen IŞİD'e, finansörlük yaptığını açıkça kabul eden bu şirkete sadece para cezası uygulanmış.
Katliamlara sebep vermekten şirket yöneticilerinin her birisinin müebbet hapis cezası almaları gerekmiyor mu? Bu karar IŞİD'in cinayetlerine ortak olmak değil mi?
Hani nerede Dünya'nın sözde 'en adil' Amerikan anayasal hukuku?
Hiç şaşırmadım aslında. Çünkü IŞİD; ABD'nin Ortadoğu'yu istikrarsızlaştırmak için kullandığı, bölgedeki çıkarları gerektirdiği sürece kullandığı bir aletti.
BOP'un, Ortadoğu'da kaos yaratma, karıştırma ve istikrarsızlaştırma mikseriydi.
İşte bu yüzden Türkiye'nin Fırat Kalkanı Harekatı önemliydi.
Çünkü bu harekat sadece IŞİD ve PYD'ye karşı bir harekat değil, ABD'ye karşı bir harekattı.
Bu mücadele bitti mi sanıyorsunuz. Bitmez, bitmemeli.
Diplomatik dil ne derse desin gerçek budur!