Okula dönüş başladı.
Mini mini birler 'alıştırma' için erken 'merhaba' dediler.
Diğerleri için de 2022-2023 eğitim öğretim yılı 12 Eylül itibariyle başlıyor.
Başlıyor başlamasına da anne babalar da bir endişe, bir huzursuzluk.
Nasıl olmasın. Başta kırtasiye, kitap, giyim ve servis harcamalarındaki artış yüzde 327'lere ulaşmış durumda.
Bir defter almaya bile zorlanan vatandaşın hali perişan.
Ana sınıfından liseye kadar hesaplanan öğrencilerin eğitim masrafı, geçtiğimiz yılla kıyasla katlandı. Geçen yıl ortalama 181 liraya mal olan ana sınıfı öğrencisinin temel kırtasiye gideri bu yıl 496 liraya, 283 lira olan ilkokul öğrencisinin kırtasiye gideri 775 liraya, 217 lira olan ortaokul öğrencisinin kırtasiye gideri 619 liraya, 261 lira olan lise öğrencisinin kırtasiye gideri 718 liraya yükselmiş durumda.
Giyim ve ayakkabıda durum daha da vahim. TÜİK’in madde sepetinde yer alan 2021 ağustos fiyatları ile bugünün fiyatları karşılaştırıldığında yüzde 525 gibi fahiş bir artış var.
Üç çocuk okutan bir asgari ücretlinin durumunu varsayan bir rapor yayınlandı. Öğrencilerin servis vb. ücretlerini hesaba katmadan sadece kırtasiye ve kıyafet giderlerine ilişkin toplam masrafı 10 bin 215 TL.
Böylece eğitim masrafı asgari ücretlinin net eline geçen 5 bin 500 TL’yi de katlamış durumda.
Sadece geçen yıl 5 lira 90 kuruş olan kalem kutusu bile bu yıl yüzde 400 artış göstererek 29 lira 50 kuruşa yükselmiş.
Sadece kalem kutusundaki bu fahiş artış bile acı tabloyu gözler önüne sermiyor mu?
Diğer kırtasiye kalemlerinde de durum farklı değil. Sırt çantası 49.90 liradan 129 liraya, kalem kutusu 5.90 liradan 29.50 liraya, beslenme kabı 49.99 liradan 119 liraya, matara 5 liradan 19.90 liraya çıkmış.
Bildiğiniz kalemtraşın fiyatı bile 5.99 liradan 16.99 liraya, silgi ise 3.99 liradan 12.99 liraya çıktı.
Asgari ücretli kara kara nasıl çocuğunu okutacağını düşünürken, enflasyonla haneleri yangın yerine dönüşen halka, ekonomideki büyümeyi ‘müjde’ gibi veriyorlar ya inanılır gibi değil.
Türkiye’nin büyümede üst sıralarda hatta 2. sırada olduğu açıklamaları geliyor. Bu büyümenin “yoksullaştıran büyüme” olduğu gerçeğini perdeleyerek üstelik.
Haneleri yangın yerine çeviren, orta sınıfı yoksul, yoksulu derin yoksul haline getiren bir politikaya seviniyoruz ya tarih bizi mutlaka yazmalı!