Hazirandan önce tam üç kez sel felaketi yaşayan Samsun, son derece sıcak geçen temmuz ve ağustos aylarının ardından sonbahara öyle hızlı bir geçiş yaptı ki dün yani pazar günü bu yıl dördüncü kez sel suları altında kaldı.
Kentin sahil tarafındaki her köşesi neredeyse sel sularına teslim oldu diyebiliriz. Elbette olacağı buydu. Daha önceki sel felaketlerinde de defalarca yazdık çizdik. Tabiatın dengesini bu kadar bozarsanız tabii ki olacağı bu!
Artık her yağmur sel getiriyor. Sonra yine aylarca kuraklık. Bu kez de öyle oldu ve AFAD tarafından sel ve su baskınıyla uyarılan Samsun’da pazar sabahı tüm yollar sular altında kaldı. Ev ve işyerlerini su bastı. Yollar çöktü. İnsanlar botlarla kurtarıldı, bazıları kendi imkanlarıyla yüzerek son anda boğulmaktan kurtarıldılar.
Sosyal medyada binlerce kişi, Samsun'da her yağmurda aynı görüntülerin yaşanmasına isyan etmiş durumda.
Elbette haklılar. Denize sıfır bir kentin her yağmurda, sel suları altında kalmasının nasıl başarıldığı, okullarda 'yapılmaması gereken şehircilik örneği' olarak mutlaka ders olarak okutulması lazım.
Çünkü Samsun'da inanılmaz bir altyapı yetersizliği, otoyol yetersizliği, trafik sorunları var. Ve bu durumun herkes farkında ama kimsenin elinden bir şey gelmiyor. Zamanında yapılan yanlış şehir planlamasının sonuçlarını yaşıyoruz.
Hani Samsun "Geleceğin Şehri”ydi.
Önceki gün Samsun'a gelen İçişleri Bakan Yardımcısı, bu kentin 21. yüzyıla hazır olması gerektiğini söylüyordu. Sayın bürokrat sanırım Samsun'un daha 19. yüzyıl sorunlarını bile çözemediğinden bihaber!
Neden böyle?
Bu kentin öncelikleri, yapılmış olanları yıkmak, değiştirmek, mevcut Marina'yı doldurup daha büyüğünü yapmak ve çeşitli görsel kent makyajları gibi işlere, kaynak ve enerji harcamak mıdır?
Yoksa sel, heyelan, deprem gibi doğa olaylarına karşı, kenti altyapısı ve üstyapısıyla daha dirençli hale getirmek midir?
Belediyecilik böyle mi olur? Daha siz neredeyse her yağışta göle dönen Atatürk Bulvarı'nda biriken suyu 100-200 m yakınındaki denize ulaştıramıyorsunuz.
Bu şehir bu altyapıyla mı, çöken yollar, sel suları altında kalan evler, otomobiller, caddeler ve sokaklarla mı “Geleceğin Şehri” olacak?
Gerçi gülecek halimiz de kalmadı ya…
Yine de güldürmeyin insanı!
Bu kente altyapıyı önceleyecek, her yağmurda kentin sel suları altında kalmaması gerektiğini bilen bir belediye yönetimi şart!