Eskiden seçim güvenliği denildiğinde; ilk olarak 'adayın güvenliği'ni anlardık.
Yani seçilmek üzere aday olan şahıslara yönelik suikast, kaçırma ve tehdit gibi suçlardan korunmasını…
Sonraları seçimlere hile karıştırılmaması için sandıkların ve oy pusulalarının güvenliği de öne çıktı.
14 Mayıs'ta yapılacak olan cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri de belki de Türkiye tarihinin en önemli seçimlerinden birisi olarak değerlendiriliyor.
Toplumsal kutuplaşmaların keskin olduğu günümüzde, durum böyle olunca 'seçim güvenliği' konusu da hayati derecede önem taşır bir hale geldi.
İçişleri Bakan Yardımcısı da dün yaptığı açıklamada, 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlerin güven ve huzur içinde tamamlanması için “helikopter, İHA, uçak ve dron gibi hava unsurlarının, gemi ve botların, muharebe araçlarının” göreve hazır olacağını söyledi.
Önlemler bununla da sınırlı değil; siber suçların takibini yapmak için de ilgili birimler görevlerinin başında olacakmış. Seçim günü ise 601 bin 251 personel görev yapacak.
Muhalefet yani Millet İttifakı için ise 'seçim güvenliği' konusu sadece seçim günü olan 14 Mayıs'tan ibaret değil.
6 parti Türkiye genelinde seçmen sayısı değişimini ve vatandaşlık kazananları düzenli olarak kontrol ve takip ediyor. Olağan dışı seçmen kaydı görünen haneleri bizzat yerinde kontrol ediyorlar.
Hatta daha önceki gün gazeteci Ferit Ferit Aslan, deprem bölgesinde yıkılan bir binadaki dükkana mesken olarak 9 Suriyeli seçmenin kaydının, üstelik tam da depremde yıkılmasından hemen sonra yapıldığını ortaya çıkardı.
Hakikaten de kimsenin aklının ucuna bile gelmez. Yıkılan bir binadaki dükkana seçmen kaydetmek.
İşte böylesine önemli bir konu seçim güvenliği meselesi…
Seçim günü yapılacak işler ise, sandık oluşumunun takibi, sandık başı işlemlerini takibi ve seçmenin oy kullanmasının teşviki, kolaylaştırılmasından oluşuyor.
Bu kapsamda her siyasi parti sandık kurulu üyeleri, temsilcileri ve il/ilçe seçim kurulu üye ve temsilcilerinin zamanında görev yerinde olmasından başlayarak usulsüz işlemler, mükerrer oy kullanma, "kamu gücünü kullanarak manipülasyonlar" yapılması ve seçmen iradesini etkileyecek ihlallere ilişkin itiraz ve şikayet yolları konusunda tüm partilerin dikkatli olmaları gerekiyor.
Seçmenin oy kullanmasının teşviki ve kolaylaştırılması için yardıma ihtiyacı olan veya oy kullanma yerine ulaşamayan seçmenlere de, parti ayrımı gözetmeksizin destek sağlanmalı.
Az daha unutuyordum;
Aman trafoların kapılarını da iyi kilitleyin.
Malum; kedi girebilir!
***
Bütçede depremin etkisi ağır oldu.
170.6 milyar lira açık merkezi yönetim bütçe dengesi şubat ayında 170,6 milyar TL açık verdi. Rekor kıran bütçe açığıyla birlikte yıllık bütçe açığı hedefinin yüzde 30,8’ine iki ayda ulaşıldı.
***
Bütçede olduğu gibi deprem konut satışlarını da vurdu. Konut satışları şubat ayında yüzde 18 ile büyük bir düşüş yaşadı. Türkiye genelinde konut satışları; şubatta yıllık bazda yüzde 18 düşerek 80 bin 31 oldu. Böylece Mayıs 2021'den bu yana en düşük seviye kaydedildi.
En dikkat çekici düşüş ise ipotekli satışlar yani bankalardan alınan kredilerle yapılan satışlarda. Anlaşılan o ki bankalar konut kredisinde frene basmışlar. Çünkü ipotekli satışlarda yüzde 13 azalma var. Yabancıya satışlardaki azalma ise yüzde 27.
***
Enflasyonla mücadelede stokçuluk ve fahiş fiyat uygulayanlar yakayı ele verirlerse yandıklarının resmidir. Çünkü Ticaret Bakanlığı, stokçuluğu da içeren fiillerin bir yılda birden fazla tekrarında uygulanacak idari para cezalarında değişikliğe gitti. İdari para cezalarının verilmesini gerektirir aykırılığın bir takvim yılı içinde tekrarı halinde, her bir tekrar için bir önceki cezanın iki katı idari para cezası uygulanacak. Örneğin cezası 3 bin lira olan bir suç, aynı yıl içinde 4 kez işlenirse, sırasıyla 6 bin, 12 bin ve 24 bin liralık ceza kesilecek.