Başka ülkelerde de var mı bilmiyorum. Ama sanırım bize özgü bir cümledir tartışmalarda öfkeyle dile getirilen şu cümle;
“Sen benim kim olduğumu biliyor musun?”
Sadece benim değil, eminim sizlerin de şu hayatta en çok karşılaştığınız cümlelerden birisi “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” sorusu…
Ve her geçen gün de giderek artıyor bu cümleyi duyduğumuz gün sayısı.
Ankara’da katledilen müzisyen Onur Şener'in öldürülmeden önce duyduğu son cümle de meğerse buymuş;
Ama oradaki 3 kişi 'benim' dememiş, 'bizim' demişler;
“Sen bizim kim olduğumuzu biliyor musun?”
Karşısındakinin bildiklerine, bilmediklerine, geçmişine, geleceğine ve hatta kültürüne üstünlük kurma ve fikirlerini yok sayma çabası, ne yazık ki bir müzisyeni ailesinden, evladından, sevdiklerinden ayırdı.
Sosyal medyada bu cinayetle ilgili onca paylaşım ve yorum gördüm ama birisinde diyor ki; "Yozlaşma öyle bir şeydir ki “sen benim kim olduğumu biliyor musun?” diye sorarak tüm benliğinden uzaklaşır, yozlaşırsın. Ne yazık ki bu havayı birlikte soluduğumuz bazı insanlar, böyle yozlaşmış, soysuzlaşmış…"
İstedikleri şarkıyı söylemediği için "Sen bizim kim olduğumuzu biliyor musun!" deyip bir müzisyenin gırtlağını kesen bu katil canlıları, gündüzleri ise bürokrat olarak devletin koridorlarında geziyorlarmış meğerse.
İnanamıyorsunuz, şaşırıp kalıyorsunuz!
Devletin en önemli kurumlarında görev yapan bu kişiler, istedikleri olmayınca kırık şişeyle yüz parçalayan, boğaz kesen yaratıklar haline hangi psikolojiyle, hangi özgüvenle dönüşebiliyorlar?
Nasıl böylesine bir yozlaşmanın içine düştük biz?
Böyle bir noktada; “Sen benim kim olduğumu biliyor musun" diyenlere denk gelmemenizi dilemekten başka ne söyleyebileceğimi inanın ben de bilmiyorum.
Bir müzik emekçisinin, böyle bir sebeple aramızdan ayrılmasına üzgünüm. Sevenlerine sabır diliyorum!
***
TÜİK dün eylül ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Buna göre yıllık enflasyon eylülde yüzde 83.45'e yükseldi. Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup yüzde 117.66 ile ulaştırma oldu.
Bunu yüzde 93.05'lik artışla gıda ve alkolsüz içecekler takip etti. Mutfakta yangın başedilemeyecek bir hale geldi. Üç haneli rakamlara doğru ilerliyor. Üstelik daha tam olarak kışa bile girmeden…
İTO’nun İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi eylül verileri ise TÜİK'in açıkladığının çok daha üzerinde bir enflasyonu ortaya koyuyor. Tablo bu verilerde daha da vahim.
Buna göre yıllık yüzde 107.4’lük bir enim enflasyonumuz var.
Enflasyon almış başını gidiyor, son çeyrek yüzyılın en yüksek enflasyonunu yaratan siyasetçiler ise 17 yıl önce paradan 6 altı sıfır atılmasıyla övünüyor.
Sonumuz hayrolsun!