17 Ağustos 1999 sabahı, yerel saatle 03:02'de gerçekleşen, Kocaeli Gölcük merkezli , Mw ölçeğine göre 7,5 büyüklüğünde gerçekleşen deprem, Türkiye'nin aradan yıllar da geçse asla unutamayacağı bir felaket günü olarak hafızalarda yer etti.
17 Ağustos depremi, tüm Marmara Bölgesi'nde, Ankara'dan İzmir'e kadar geniş bir alanda hissedildi. Resmi raporlara göre, 17 bin 480 kişi öldü, 23 bin 781 kişi yaralandı, 505 kişi ise sakat kaldı.
285.211 konut, 42.902 işyeri hasar gördü.
Ayrıca 133.683 çöken bina ile yaklaşık 600 bin kişiyi evsiz bırakan bu felakette, yaklaşık 16 milyon insan, depremden değişik düzeylerde etkilendi. Bu nedenle Türkiye'nin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli olaylardan biridir.
Deprem gerek büyüklük, gerek etkilediği alanın genişliği, gerekse sebep olduğu maddi kayıplar açısından son yüzyılın en büyük felaketidir.
Depremin bu kadar çok can kaybına yol açmasının sebebi olarak kaçak yapılar, standartlara uygun olmayan binalar ve daha ucuza mal etmek için malzemeden çalan müteahhitler gösterildi. Depremden sonra tüm Türkiye'de geçerli olmak üzere deprem yönetmeliği çıkarılmış, zorunlu deprem sigortası gibi birtakım düzenlemeler getirilmiş olsa da, inşa edilen yeni binaların halen depreme karşı dayanıklı olarak inşa edildiklerini söylemek zor.
Depremin çöküntüleri kaldırıldıktan sonra, yapım hatalarından çöken binaların müteahhitlerine yaklaşık 2100 dava açıldı.
Bu davalardan 1800'ü kamuoyunda Rahşan Affı olarak bilinen Şartlı Salıverme Yasası ve başka hukuki boşluklardan dolayı cezasız sonuçlanmıştır.
Geriye kalan 300 davanın 110 kadarında ceza verilse de çoğu ertelendi. Bunun dışında kalan davalar ise 16 Şubat 2007 Cuma günü 7.5 yıllık zaman aşımı sürelerini doldurarak zaman aşımına uğradılar ve düştüler.
Örneğin; 36 kişinin öldüğü Düzce Ersoy Apartmanı davası, 11 kişinin öldüğü Düzce Ömür Hastanesi davası zaman aşımına uğradı.
98 kişinin öldüğü Yalova Ceylankent Sitesi davasında ise, 2 sanığa verilen hapis cezaları ertelendi.
Kocaeli Ubay Apartmanı: 58 kişi öldü, müteahhit hakkında verilen ceza ertelendi.
Yüksel Sitesi: 316 kişi öldü, 5 sanığa verilen çeşitli cezalar ertelendi.
Can Göçer ve Zafer Çoşkun: Veli Göçer'in oğluyla ortağı yakalanamadığı için haklarındaki dava zaman aşımına girdi.
Sakarya: 695 davadan sadece 5 kişiye ceza çıktı.
Kocaeli: 600 dava açıldı, 12 kişi 10'ar ay hapis cezası aldı. 6'sının cezası infaz edildi, 6'sı için süre istendi.
Yalova: 173 dava açıldı, hemen hemen tamamı sonuçlandı. Ceza aldığı bilinen tek isim Veli Göçer 18 yıl 9 ay hapse mahkum edildi.
Düzce: Yaklaşık 220 dava açıldığı sanılıyor. Yargılamaların sonucunda hiç kimse cezaevine girmedi.
17 Ağustos depreminin üzerinden bugün tam 23 yıl geçti.
Geçen bunca yılda, depreme karşı dayanıkli binalar üretme konusunda bir mijtar mesafe almış olsak da, sadece İstanbul'da milyonlarca bina güçlendirilmeyi bekliyor.
Hele de çok yakın tarihlerde yaşadığımız İzmir ve Van depremlerini göz önüne aldığımızda, deprem konusünda hala bir adım bile yol alamadığımız ortada değil mi?
Samsun'da bile 10 bine yakın binanın dayanıksız olduğü belirlenmesine rağmen hiçbir çalışma yapılmanası da, 'Allah'a emanet' yaşadığımızı ortaya koymuyor mu?
Büyük Marmara depreminde kaybettiğimiz vatandaşlarımızı rahmetle anıyor, 'sesimi duyan var mı?' cümlesinde saklı o acı ve çaresizlik dolu günlerin bir daha yaşanmamasını diliyorum.
Ama dilemek yetmiyor, önlem almak da gerekiyor.. Bilmem sesimi duyan var mı!!!