Tarihi eserlerin korunması meselesi sandığınızdan çok daha ciddi bir iş.
Yüzlerce hatta binlerce yıl ayakta kalmayı başarabilmiş tarihi eserler, günümüzde 'restorasyon' adı altında adeta kılık değiştiriyor.
Eserler, yapılar kendi dönemine uygun şekilde restore edileceği yerde kulaktan dolma bilgilerle ve günümüzdeki malzemelerle resmen yeniden inşa ediliyor.
Bu şekilde restorasyona kurban verdiğimiz eserlerden hafızamda kalan ilk örnek Şile'deki Cenevizlilerden kalma Ocaklı Ada Kalesi mesela. 2000 yıllık bir geçmişe sahip olan kalenin eski halinden eser yok. Hatta restorasyon sonrasında kalenin yeni hali çizgi film karakteri Sünger Bob'a bile benzetildi.
Bu şekilde restorasyon sonucu mahvolan diğer bir eser de Mimar Sinan'ın son yapıtı olarak bilinen Atik Valide Külliyesi'nin şifahanesiydi. Bırakın eski halinde durmayı restorasyonla tanınmaz hale geldi. Şifahanenin iç bahçesine bakan revakların önü tamamen camla kaplandı ve iç bahçeye otomatik kapılar yapılarak kafeteryaya çevrildi.
Daha onlarca örnek var. Araştırın görürsünüz.
Bizdeki durum ise daha da feci. Samsun'da Danışmentliler'den kalan 830 yıllık tarihi kaleden bahsediyorum.
Daha önce bir kısım duvarları Büyük Cami'nin hemen yanı başında inşa edilen çok katlı iş merkezinin temel kazısı sonrasında ortaya çıkarılmıştı. Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu hemen olaya müdahale etti. Ve inşaat durduruldu. Daha sonra da müteahhit bu kale duvarlarını cam fanus alması kaydıyla inşaatını bitirebildi.
Şimdi bu iş merkezinin otopark bölümünde cam fanus içinde o tarihi duvarlar öylece duruyor. Dostlar alışverişte görsün misali!
Şimdiki durum ise daha da kötü. Saathane Meydan Projesi çalışmaları sırasında tarihi kalenin bu bölgedeki kalıntıları da ortaya çıktı.
Proje kapsamında bölgede bulunan tarihi yapılar aslına uygun restore edilirken, bulunan kale kalıntılarının üstleri de camla kaplanarak hem koruma altına alınacağı hem de turizme kazandırılacağı açıklanmıştı.
Peki, öyle oldu mu?
Ne yazık ki hayır.
Bölgede bulunan tarihi cami, hamam ve binaların bir kısmının restorasyon işleri tamamlandı ama 830 yıllık kaleye ait kalıntıların üstleri camla kapatılmadı.
Ne oldu biliyor musunuz?
Önce kalıntıların üstü kumla kapatıldı sonra da beton dökülüp üstüne meydan yapıldı.
Bu tür tarihi eserlerin korunması, restorasyonlar yukarıda da söylediğim gibi önemli iştir. Tarihten gelene bir imza daha atmak, tarihte daha uzun süre gitsin diye yapılır bu işler.
Ancak sayısız örnek bize gösteriyor ki bu tür hatalı işler, 'tarihi felaket' olarak kayda geçirildi bile…
Tarih bize affetmeyecek!
***
İki bin liranın altındaki icraya düşmüş borçların silinmesi için çalışma başladı. Bu uygulama 10 milyon icra dosyasının kapanması ve 5.5 milyon insanımızın borcundan kurtulması anlamına geliyor.
Buna göre ülkemizde 2 bin lira (110 dolar) ve altındaki borcunu ödeyemediği için icralık olan 5.5 milyon insanımız varmış meğerse. Bunu da öğrenmiş olduk. Ne kadar acı değil mi?