Samsun Tarım Fuarı, 1.5 yıl aradan sonra Samsun TÜYAP Kongre Merkezi'nde kapılarını açabildi.
Bu fuarlar Samsun'un tanıtımı için de Samsun ekonomisi için de elbette önemli kazanımlar.
Ancak tarımdaki kriz öyle tarım fuarlarıyla falan çözülebilecek gibi değil.
Çünkü Türkiye'de tarım adeta adım adım çöküşe gidiyor.
Mevcut tarım politikaları ekonomik darboğazla birleşince, bugün yüksek enflasyon, en çok da gıda enflasyonunda kendini göstermeye başladı.
Başta pazar fiyatlarındaki fahiş artışlar da yıllardır uyguladığımız tarım politikalarının çöktüğünü ortaya koyuyor.
Tarımda açıklanan veriler de bu durumu destekler mahiyette.
Örneğin, tarımda girdi maliyetlerine bakalım; dolarla birlikte bu maliyetler de artıyor.
Mart 2019’da yüzde 19,9’luk enflasyonun oldukça üzerinde gerçekleşen döviz kurundaki artış, en çok da tarımsal üretimi olumsuz etkiledi.
Çünkü tarımsal üretimde kullanılan girdilerden mazotta neredeyse tamamen, tarım ilacı ve gübrede çok büyük oranda, özellikle sera tohumlarında önemli düzeyde yurtdışına bağımlıyız.
Son 3 yılda çiftçinin katlandığı ortalama mazot fiyatı; 2016'da 3,84 Lira/litre, 2017'de, 4,7 Lira/litre, 2018'de 5,79 Lira/litre.
Üretim maliyetleri son derece yüksek olan ve finansal kriz içinde bulunan çiftçi ise ürettiği ürünü pazarlayamıyor.
Önemli ürünler bazında çiftçinin eline geçen fiyat kimi ürünlerde enflasyonun altında kalırken, kimi ürünlerde ise geçen yılki fiyatları dahi yakalayamadılar.
Ortalama satış fiyatı bir önceki yıla göre buğdayda yüzde 5,5, mısırda yüzde 13,5, kuru fasulyede yüzde 13,1, ayçiçeğinde yüzde 10,9, şeker pancarında yüzde 5,3, tütünde yüzde 14,6, pamukta yüzde 13,3 artarken yüzde 19,9’luk enflasyonun oldukça gerisinde kaldı.
Ve tüm bunların sonucunda; her geçen gün üretici sayısı da azalıyor. Çiftçinin tarım desteklerinden yararlanabilmesi için Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı olması gerekiyor. Ancak, Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre ÇKS’ye kayıtlı çiftçi sayısı 2003 yılında 2,8 milyon iken, 2010 yılında 2,3 milyona ve 2017 yılında 2,1 milyona geriledi.
Diğer bir deyişle, bu süre zarfında yaklaşık 700 bin çiftçi son derece yetersiz olan tarım desteğini bile almaktan vazgeçti.
Anlayacağınız bizim çiftçimiz ürettiğinden para ka-za-na-mı-yor!
Dünya Bankası'nın verileri ortada. Türkiye'de tarımdan 2017 yılında kişi başına düşen milli gelir 3 bin 309 dolar. Bu rakam İspanyol çiftçisinden yüzde 81, Fransız çiftçisinden yüzde 84, Alman çiftçisinden yüzde 85, ABD çiftçisinden ise yüzde 91 daha az.
Sonuç olarak; Türkiye'de kazanamayan çiftçi, üretimden çekilmiş durumda.
Çiftçiyi ve tarımsal desteklemeyi önceleyen bir tarım politikasına yönelmezsek, bu gidişle yiyecek ekmek bulabilirsek ona şükredeceğiz!