Samsun…
Karadeniz Bölgesi'nin en büyük, Türkiye'nin 16'ncı en büyük ili.
Doğayla tarihin, yeşille mavinin bir arada olduğu cennet gibi bir şehir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna giden yolda kilometre taşı, tam bir turizm şehri.
Yemyeşil güzelliğinin yanında Suat Uğurlu, Hasan Uğurlu, Çakmak barajlarının çevresi ile Ayvacık…
İnsanlık tarihinin en eski yerleşim yerleri olarak kabul edilen mağaralarıyla Tekkeköy…
Kurtuluşun ilk adımlarının atıldığı Atatürk Onur Anıtı, Bandırma Gemisi Müzesi, Gazi Müzesi ile İlkadım…
Kilometrelerce uzunluğundaki sahili, denizi ve güneşiyle Atakum…
RAMSAR sözleşmesiyle korunan Kızılarmak Deltası ve Kuş Cenneti ile 19 Mayıs…
İkiztepe Kazı Alanı, Derbent Barajı ve Kızılırmak Deltası ile Bafra…
Dünyanın en kaliteli kaplıcalarıyla Havza, bunların yanında yine kaplıcaları, muhteşem gölü ve kayak merkezi ile Ladik…
Kunduz Ormanları ve muhteşem kanyonu ile Vezirköprü...
Say say bitmiyor...
Elinizi attığınız, gözünüzün görüp görebileceği her yer adeta bir turizm alanı, tarihi ve doğal bir güzellik.
Ama gelin görün ki bu kent, turizmde bir türlü sıçrama yapamıyor.
Arada bir düzenlenen spor yarışmaları ve 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramları da olmasa tek bir yerli ve yabancı turist neredeyse bu kente gelemeyecek.
Neden mi?
Türkiye'nin en büyük havalimanlarından birisi bulunmasına rağmen birçok şehirden ve uluslararası direkt uçuşlar bu kente yapılmıyor da ondan!
Turizm konusunda uzman bir arkadaşım bir sohbetimiz sırasında, bir kente yurtdışından turist çekebilmek için aktarmalı uçuştan biran önce kurtulmak gerektekinin söylemişti. Turistin ellerinde valizlerle o uçaktan bu uçağa, o otobüsten bu otobüse gezmeyi sevmediğini, zaten bütçesini de ona göre belirlediğini, bu nedenle de yurtdışından direkt uçuşların olmasının, turizm acentalarının en fazla önem verdikleri konuların başında geldiğini söylemişti.
Samsun'un durumu nedir derseniz; bırakın Uzak Doğu'yu ve Körfez ülkelerini Avrupa'dan bile direkt uçuş söz konusu değil.
Bir gazetede Yunanistan'ın başkenti Atina ile Çin'in başkenti Beijing ile Shanghai kenti arasındaki direkt uçuşların, pandemi sonrasında yeniden başladığını okumuştum.
İki başkent arasındaki direkt uçuşlar, sadece iki yıl içinde Çinli turist sayısını ikiye katlamış durumda.
O kadar uzağa da gitmeye gerek yok aslında. Hatta bu 'direkt uçuş' konusuna kafayı yoran belediyeler ve meyvelerini alan şehirler de var Türkiye'de. Örneğin İzmir. İzmir Vakfı’nın ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle şehrin turizm potansiyelini artırmak amacıyla hayata geçirilen 'Direct İzmir' projesi halen İzmir’den dünyaya, dünyadan İzmir’e yapılan direkt uçuşların tanıtımını yapıyor.
Tabi bu işler tüm paydaşlarla oturulup konuşulup hayata geçirilmesi gereken projeler. Bu kentte yeni bir şeyi ortaya koymak, gelir getirecek projelerin üzerine kafa yormak pek mümkün olamıyor.
Nedendir bilinmez;
Elimizden gelen ilk şey;
Yıkmak, yıkmak, yıkmak!