İki şey ruhumuzu karartır; konuşacakken susmak, susacakken konuşmak.
Lakin bilginin bahçesinde yolculuk edenler, sonu başlangıçta görebildikleri için savaşta barışı ve kızgınlıkta kardeşliği görür.
Bu vadideki yolcuların durumuna benzer, Vadide gezenler sonu ve başı bir olarak görür. Hatta ne başı ne sonu görür ve ne ‘ilk’e ne ‘son’a şahit olurlar. (Bahaullah, Yedi Vadi,1975,s.14)
Ateşin Çocukları…
İnsanı insana kırdıran, hatta cayır cayır yaktıran bu dünya…
Yanan sadece Hatay’daki ormanlar değildi elbette, koskoca bir insanlık cayır cayır yandı.
Gökyüzüne yükselen o kara duman, insanlığın kara lekesiydi.
Bu kara lekeler bizim tarihimiz boyunca çok kez oldu.
Harici ve dâhili bedhahların ülkemiz üzerindeki soğuk nefesi hiç eksik olmadı.
Bizi en hassas noktamızdan vurmaya çalıştılar hep.
Ahlak ve dinin çok erken yaşlarda öğretildiği bu topraklarda bizi ahlaksızlık ve dinsizlikle vurdular.
Komşusu açken tok yatmayan bu milleti komşusu açken ziyafet çekecek bir hale getirdiler.
Aslında atladıkları çok temel bir şey vardı.
Bu yapmaya çalıştıkları ‘vicdanımızı asimile etme politikası’ bizim genetik ve toplumsal kodlarımıza çok tersti, bu sebepten bizim üzerimizde onlar gibi durmadı.
Kendilerini ateşin çocukları diye adlandıran bir grup, hem çocuklara en büyük hakareti ettiler hem de ateşe…
Ateş yakıcı özelliğinden utandı onların bu yaptıkları karşısında ama onlar hiç utanmadılar.
Keşke bir dönemde ‘İnsan Olma’ ideolojisi popüler olsa, nasıl güzel olurdu değil mi?
Eşref-i mahlûkat olarak yaratılmıştı insan hâlbuki yani yaratılmışların içinde en şerefli olanı…
Bir insana bir balık verirseniz onu sadece bir defa doyurursunuz. Ona balık tutmayı öğretirseniz, o kendini ömür boyu doyurabilir. (Doğu deyişi)
Ne mutlu ki yaşamlarını öğrendiklerinden başkasına emanet etmeyenlere…
İşin özünde öğrenmek olmalı.
Temelde eksik kalan her neyse onu öğrenmek sadece günü kurtarmak yerine bunu tercih etmeliyiz.
Öğrenmenin çetrefilli yollarından yürümek, zaman harcamak birçok kişiye zor gelir.
Bu zorluk karşısında yılar, büyük resmi görmeyi reddederiz.
Bugün öğrenmeyip günü kurtaranlar ileride bir gün ateşin çocuklarından olabilir.
Bilmeyen insanı kandırmakta, iradesini devre dışı etmekte daha kolay olur…
Günümüzde her birey önüne hazır sunulan bilgiyi bir lütuf olarak algılar.
Araştırmaz, soruşturmaz, düşünmez ve irdelemez.
Aslında ne kadar da yanlıştır.
Önünüze sunulan bilgi öğrenme isteğinizi ve ihtiyacınızı köreltir.
Bu ihtiyacın körelmesi başka kanallara sevk eder insanı.
Neyi kimden öğrendiğiniz de çok önemli olmakla birlikte, bilginin gücünden şüphe duymadan ruhunuzu besleyin, yüzünüz hep bilgiye, öğrenmeye dönük olsun…