Bir insan eğer “Yaklaşık bin yıldır Türkler İslam’ı, İslam da Türkleri muhafaza etmiş; Türkler İslam’ın, İslam da Türklerin kılıcı olmuştur” diyorsa ya tarih bilmiyor ya da tarihi bilerek çarpıtıyor demektir.
Hele bir de buna tarih kitaplarına şöyle bir göz attığınızda karşınıza çıkacak hakikat şudur: “Türk demek, aynı zamanda Müslüman demektir” diyorsa hem tarih bilmiyor hem de tarihi şu veya gerekçelerle çarpıtıyor iddiasında bulunmak hiç de ters değildir.
Osmanlı Müslüman oldu ama Türk olmadı. Hele Yıldırım Beyazıt’ın Sırp prensesi Despina Hatunu almasından sonra Osmanlı sarayı tamamen Türk’e yabancılaşmıştır.
Osmanlı padişahlarının ya anneleri tamamen devşirmelerden seçilmiş ya da vezir vüzera takımı onlardan derlenmiştir. Bir ara Fatih Sultan Mehmet bu yanlışın farkına varsa da ömrü bunu düzeltmeye yetmemiştir.
Timur’la Yıldırım Beyazıt arasındaki mektuplaşmalar, Timur’un Yıldırım Beyazıt’a neredeyse yalvarma derecesindeki ricaları ne yazık ki sonuçsuz kalmıştır.
Çin gerçi daha önce de Cengiz Han’ın torunu tarafından zapt edilmişti ama henüz Müslüman değillerdi. Timur Bek hem Müslümandı hem de Türk’tü. Müslüman Türk kimliği ile Çin’i fethetseydi bugün dünyanın şekli çok farklı olurdu.
Çin’in fethi aynı zamanda Hindistan’ın da fethi demekti. Ki o zaman bugüne devreden Müslüman nüfus sayısı herhalde akıl almaz bir rakamda olurdu.
Bir yanlış daha var bu sözde; ne diyor kıymetli büyüğümüz: “Buradaki her bir kardeşim iyi biliyor ki “hayat boşluk kabul etmez. Sizin bıraktığınız her bir boşluk FETÖ terör örgütleri, zehir tacirleri, sosyal medya terörleri, sapkın ve sapık akımlar tarafından mutlaka doldurulacaktır. Yakın zamanda bunun örneğine bizzat şahitlik ettik.”
Ve de ekliyor:
“Kimi zaman kandırdıkları, kimi zaman dağa kaçırdıkları gençleri kendi ülkelerine düşman ettiler. PKK belasının arkasında cehalet vardır. DEAŞ’lı canilerin istismar alanı dinimizin mukaddes kavramlarıdır. ÇAĞIMIZIN HAŞHAŞİSİ FETÖCÜLER YILLARCA İNSAN DEVŞİRMİŞTİR.”
“DEVAM EDECEK”