Sadece asgari ücretle geçinenler değil, bekarı, genci, yaşlısı...
Herkes merakla asgari ücret zammını bekliyor!
Niye? Çünkü memlekette orta gelir diye bir şey kalmadı.
Avrupa Birliği ülkelerinde asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 4'ler civarındayken, Türkiye'de asgari ücret ve civarında çalışanların oranları yüzde 50'yi geçti de ondan.
Öyle matah bir şey değil bu durum. Aksine utanılması gereken bir vaziyet!
Neyse gelelim asıl konumuza; asgari ücrete 'ara zam' yapılacak. Önceden böyle ara zam falan bilmezdik. Aralık ayınca asgari ücret belirlenir, ocak ayında zamlı maaşlar devreye girerdi. Şimdi ise yapılmak zorunda.
Çünkü hepimizin yoksulluğun dibini görmemize neden olan, enflasyon canavarını bir kartal gibi uçurdukça uçuran meşhur ekonomi politikamız sayesinde, asgari ücret de üç ayda bir eridikçe eriyor.
Bütün telaş işte bu yüzden. Eski Çalışma Bakanı seçim öncesinde gaza gelip '500 dolar' sözü verdiydi ya, şimdi herkes bunun peşinde. Hükümet ne yapsak, nasıl yapsak da bu sözü unuttursak diye dört dönüyor. İşveren kesiminden medet umuyor.
Dün ikinci toplantı da sona erdi. İlk toplantıda bütün gündem asgari ücretin bizatihi kendisi olmasına rağmen rakamın hiç konuşulmadığı açıklanmıştı. Sanki asgari ücretin kendisi rakam değilmiş gibi. O saatler boyunca ne konuştularsa artık…
Neyse ki ikinci toplantıda rakam da konuşulmaya başlandı.
Benim bu konuda ilk söyleyeceğim şudur ki sakın ola bu TÜİK'in enflasyon rakamlarını dikkate almayın.
Yani asgari ücret belirlenirken, TÜİK'in enflasyon rakamları değil gerçek enflasyon dikkate alınmalıdır.
Asgari ücret bir geçim ücreti olarak işçinin ailesiyle birlikte geçinebileceği bir ücret olarak hesaplanmalıdır. En düşük emekli aylığı da asgari ücret düzeyine yükseltilmelidir.
Peki, ara zam ile birlikte asgari ücret ne kadar olmalıdır?
Çok net ifade ediyorum ki 11 bin 500 liradan aşağı olma-ma-lı-dırrrr!!
500 dolardan geri adım atmayın derim!
***
SAYIN VALİ BU SORUNU ÇÖZER!
Hafta sonunda üniversiteye girmek için bütün bir yıl hazırlanan gençler YKS heyecanı yaşadılar. Fakat sınava dakika farkıyla geciken gençler de olmadı değil. Bütün bir yıl hazırlan, sonra sınava geç kal. Gerçekten de büyük bir hayal kırıklığı.
Durum böyleyken Samsun'da yıllardır, bir yanlış anlama yüzünden çok sayıda öğrencinin geleceğini, hayalleri çalınıyor. Şöyle ki; pazar günü YKS'ye girmek için Samsun'un İlkadım ilçesindeki 19 Mayıs Lisesi'ne gelen öğrencilerden bazıları büyük bir şok yaşıyorlar.
Çünkü sınava girecekleri okul Samsun İlkadım ilçesindeki 19 Mayıs Lisesi değil, Samsun'un 19 Mayıs ilçesindeki 19 Mayıs Lisesi. İki okul arasında tam tamına 43 kilometre uzaklık var.
Her sene, bu isim karışıklığını yanlış anlama yüzünden onlarca öğrencinin geleceğinden 1 yıl heba oluyor.
Ve asıl garip olan bu hataya birçok öğrencinin düştüğü bilinirken, neden ısrarla 19 Mayıs ilçesindeki okulun adı değiştirilmiyor.
Samsun'un İlkadım ilçesindeki 19 Mayıs Lisesi çok köklü ve eski bir lise. Onun adı değiştirilemeyeceğine göre 19 Mayıs ilçesindeki lisenin adında değişiklik yapılabilir. Mesela 19 Mayıs'ın ilçe olmadan önceki adı Engiz'di. Neden Engiz 19 Mayıs Lisesi olmasın!
Samsun Valisi Zülkif Dağlı'nın talimatıyla bu sorunun çözüleceğine inanıyorum. Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri daha ne kadar bu çocuklarımızın gözyaşlarını görmezden geleceksiniz.
Değiştirsenize şu okulun adını!