Öyle uzuun uzuun anlatmaya gerek yok. Defalarca yazdık çizdik. Bugünkü ekonomik krize yakalanmamızın nedeni neydi? Üstelik bugüne kadar yapılan en ciddi ekonomi politikası yanlışıydı. Neydi bu yanlış; enflasyon yükselirken Merkez Bankası’nın politika faizini düşürmesi.
Yani enflasyon yükselirken talebi kısarak enflasyonu denetim almak yerine biz ne yaptık; faizi düşürerek talebi iyice artırma yoluna saptık.
Durum böyle olunca enflasyon da rayından çıktı. Ekonomistlerin şöyle bir sözü vardır: "Ateşle oynarsan elin, faizle oynarsan paran yanar. Kumda oynamanın tehlikesi yoktur."
Bizde de öyle oldu faizle oynadık, bakın şimdi paramız pul değerinde bile değil.
Şimdi gelelim düne. Merkez Bankası'nın seçimler sonrasında ABD'den getirilen yeni Başkanı Hafize Gaye Erkan ilk kez basının karşısına çıktı ve soruları yanıtladı.
Benim için en dikkat çekici olan enflasyonun düşürülmesinde, en önemli mesele olan politika faizinin artmaya devam edip etmeyeceğiydi.
Hafize Hanım bu konuda dedi ki: "Kademeli olarak artıracağız. Ama sadece politika faizine bakmayın, olaya bütüncül bakın. Enflasyonu düşürmek için başka çalışmalar da yapacağız. Kademeli artış ise enflasyonun düşmeye başladığını gördüğümüz zamana kadar devam edecek."
Halbuki piyasa tedirgin. Enflasyon yıl sonunda yüzde 60 bandına çıkacaksa, faiz artırımı beklentilerin altında kalacaksa, TL nasıl değerli hale gelecek? O bütünün diğer parçalarını piyasa yeterli bulacak mı? Orası muamma.
Her ne kadar Hafize Hanım Merkez Bankası'nın bağımsızlığına vurgu yapsa da Merkez'in siyasetten ne kadar uzaklaşabileceği, hele de bu Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde ve yine hele de geçmişte Merkez Bankası'na geçmişte art arda yapılan atamaları hatırlayınca ne derece güvenilir olacak, benim için soru işareti.
Yine de Hafize Hanım'ın 'bağımsızlık' konusuna vurgu yapmasını, yüzde 5'lik enflasyon hedefinden vazgeçmeyeceğini ve 200 TL'lik banknot dışında banknot basılmayacağını açıklamasını da yine olumlu buluyorum.
Bu arada Merkez Bankası'nın enflasyon tahminini 2,5 katına çıkardığının da altını çizmek gerek. Erkan, yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 22,3’ten yüzde 58’e yükseltti. Böylelikle enflasyon tahmini 2,6 katına çıkarıldı. 2024 ve 2025 yıl sonu enflasyon beklentisini de değiştirdi. Yüzde 8,8 olan 2024 beklentisi yüzde 33’e, yüzde 5 olan 2025 beklentisi yüzde 15’e yükseltildi.
Yani Hafize Gaye Erkan'ın bu açıklamasından şunu anlamamız gerekiyor; bu yıl yüksek enflasyonla yaşamaya devam, 2024'te bir miktar gerileme var ama asıl istikrar beklentisi yani enflasyonun düşeceği yıl, 2025.
Kimi ekonomistler bu tahmine 'gerçekçi' diyor; ben ise 'Ölme eşeğim ölme' diyorum. 2025'e kadar kim öle kim kala. Anlaşılan Hafize Hanım'ın enflasyonu düşürme konusunda hiç ama hiçbir acelesi yok.
Üstelik dakka bir gol bir, Hafize Hanım daha ilk toplantısında Sayın Cumhurbaşkanı ile ters düştü bile. Cumhurbaşkanı Erdoğan 12 Aralık’ta “Açıkça söylüyorum herkes hesabını 2023’te yüzde 20’ler seviyesinde enflasyona göre yapsın” dememiş miydi!
Hadi yine de karamsar olmayalım, iki yıl daha yüksek enflasyonla, hayat pahalılığıyla boğuşmaya devam edelim diyelim; sonucunda rahata erecek miyiz, orası da ayrı bir muamma!
Dedim ya hiç uzatmaya gerek yok; parasını ve servetini yanlış yönetmenin bedelini kişiler öder. Ülke ekonomisini yanlış yönetmenin bedelini ise bütün toplum öder.
İşte biz, bütün toplum olarak bu bedeli çok ağır ödüyoruz!