Ekmek Üreticileri Sendikası Başkanı Cihan Kolivar daha geçen gün "Haziran ayından itibaren ekmeğin 10 TL olması şart" dedi.
Daha dün çaya yüzde 43 zam geldi. Seçimlerin üzerinden daha 10 gün geçmişken süt ve sütü ürünlerine yüzde 33, şekere yüzde 20 zam zaten gelmişti.
Dolar ve Euro mu? Orda işler daha fena. Dün bu yazı hazırlanırken Dolar 23.20 TL seviyesini, Euro da 25.5 TL bandını geçmişti.
Daha net bir anlatımla; 100 Türk Lirası piyasaya sürüldüğünde 75 Dolar alabiliyordunuz, bugün ise aynı para ile sadece 4 dolar alabilirsiniz.
TL'de son 1,5 yılın en büyük değer kaybıyla karşı karşıyayız.
Üstelik piyasalarda olumlu bir rüzgar estiren Mehmet Şimşek ekonominin başına getirilmesine rağmen…
Dünya basınında, Şimşek'in 'ortodoks ekonomi' politikalarına dönüş kapsamında, aylardır büyük bir baskı altında tutulan kurun kasıtlı olarak serbest bırakıldığı yorumları yapılıyor.
Kasıtlı ya da değil, olan bu ülkedeki dar gelirli, emekli, ücretli milyonlarca insana oluyor.
Şimdi de asgari ücrete ara zam yolda haberleri pompalanmaya başladı. Üst üste gelen bu zamlardan sonra daha asgari ücret belli bile olmadan, yaşanan bu zam yağmuru karşısında çok bir anlamı varmış gibi...
TÜİK tarafından 3 Temmuz'da açıklanacak haziran ayı enflasyonunun ardından oluşacak 2023'ün ilk 6 aylık enflasyon rakamını da dikkate alarak, yapılacak ara zamdan doğrusu ben o kadar da umutlu değilim. Hele de mayıs ayında vatandaştan alınmayan doğalgaz ücretlerinin enflasyon sepetine dahil edilmemesi nedeniyle, enflasyonun düşük açıklanmasından sonra…
Yani demem o ki, ekonomideki bu gidişatın faturasını her zaman olduğu gibi asgari ücretliler, emekliler, işsizler, işçiler ve memurlar ödeyecek.
Dün ünlü bir ekonomistin sosyal medya hesabında yazdığı, "Yılın ikinci yarısında muhtemelen stagflasyon (düşük büyüme ve yüksek enflasyon) yaşanacak. Temel soru bunun faturasının kime kesileceği. Hesabı yemeği yiyenler değil son dakikada masaya eklenenler ödeyecek gibi görünüyor" sözlerini okuyunca gülümsemeden duramadım.
Doğru söylüyor. Ömrümün yarım asrını devirmek üzereyim, bu ülkede yemeği yiyenin hesap ödediğini ben de hiç görmedim!!!