1924 yılıydı. Tekirdağ'da ilkokulu bitiren bazı kızlar, kentte kız ortaokulu bulunmadığı için eğitimlerine devam edememe sorunuyla karşı karşıya kaldılar.
Bu duruma kızların aileleri tepki gösterince, konu dönemin Maarif Bakanı Vasıf Çınar’a iletildi. Uzun istişarelerden sonra kızların erkek ortaokuluna devam etmelerine izin verildi.
Türkiye'de böylece bir ilk yaşanmış, kızlar ve erkekler orta öğretimde aynı sınıfta eğitim görmeye başlamışlardı.
İşte genç Türkiye Cumhuriyeti'nde, karma eğitim uygulamasının temeli böyle atıldı.
Daha sonraki yıllarda ise bazı kentlerde daha çok memur çocuğu olan kızlar erkek orta mekteplerine devam etmeye başladılar.
1924 Ağustos’unda ise hükümet ilkokulların karma olacağı kararını aldı ancak bu kararın uygulanması zamana bırakıldı. Karma eğitimin liselere yayılması ise 1930’dan sonra gerçekleşti. Hele de Köy Enstitüleri bu konuda Anadolu'da gerçek bir devrimi gerçekleştirdi.
Günümüzde hali hazırda yürürlükte olan eğitim mevzuatı ise çok açık: Temel eğitim zorunlu ve devlet okullarında parasız olarak düzenlenirken, farklı tür ve düzeyleri ile eğitimin karma nitelikte olduğu belirtiliyor
1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda “Türk Milli Eğitiminin Temel İlkeleri” başlığı altında karma eğitime yer veriliyor.
Buna göre: “Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne, imkan ve zorunluluklara göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir (md.15).”
Ve asıl önemli olan maddeye gelelim. Yine aynı kanunda ve Milli Eğitimin Temel İlkeleri içinde eğitimin "laik" olacağı düzenleniyor.
12. maddesi çok açık; “Türk milli eğitiminde laiklik esastır…”
Durum böyleyken yeni Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin geçtiğimiz günlerde ortaya yine çok tartışılacak bir söz attı. Dedi ki, "Gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz."
Sebep?
Kız çocuklarını okula göndermeyen veliler varmış, diyorlarmış ki, 'Ben çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum.'
Bak bak bak!
Sene olmuş 2023.
Türkiye laik eğitime geçeli 100 yıla yakın bir zaman geçmiş, hala kızını erkek çocuklarıyla okula göndermek istemeyenler varmış.
Sayın bakanın 'karma eğitim' karşıtı görüşleri aslında yeni de değil. 2013 yılında da benzer bir röportaj vermişti.
Ben bu konuda uzuuun uzadıya konuşmaya, deyim yerindeyse 'goygoy' yapmaya hiç ama hiç niyetli değilim.
Ama yine safımı belirlemek, bir iki kelam etmek isterim elbette. Söyleyeceklerim son derece net:
Kimdir bu kızlarla erkeklerin aynı sınıfta ders görmesini istemeyen veliler, ben söyleyeyim; 6 yaşındaki kızını müridiyle evlendiren babayla, zorla kaldığı "kaçak" medresenin ahırında asılı bulunan 12 yaşındaki Abdülbaki'nin babası gibi veliler.
Şimdi bunlar böyle istiyor diye karma eğitimden vaz mı geçeceğiz?
Sayın bakana önerim, eğer söylediğiniz gibi 'özgürlükçü' iseniz bu gibi velilerle karma eğitimi tartışmayacaksınız, tartıştırmayacaksınız...
Bunların gereğini yapacaksınız!
Sonuç olarak hiç heveslenmeyin sayın bakan;
Karma eğitimi tartıştırmayacağız bile!