Sadece Akbelen Ormanları değil ki yok edilmek istenen!
Daha geçen mayıs ayında Kütahya’nın Eğrigöz Dağı eteklerinde bulunan Avcılar ve Örencik köylerinde ormanlar, Zenit Madencilik’in açmak istediği altın madeni nedeniyle kesime hazır hale getirilmek için damgalanmadı mı bu ülkede?
Damgalama işlemini görüntüleyen köylüler, binlerce ağacın kesime hazır hale getirildiğini belirterek, olaya tepki gösterdiler.
Yine bu yılın ocak ayında da Çanakkale’nin Lapseki ilçesinde Nurol Holding’in açmayı planladığı altın gümüş madeni için 158 bin ağacın kesileceğini duyurulmuştu.
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği bölgenin su kaynaklarına maden için el konulacağını belirterek, projenin durdurulması için imza kampanyası da başlattılar.
2019 yılında ise Kaz Dağları Milli Parkı’na 40 kilometre uzaklıktaki Kirazlı’da başlatılan maden projesi, bugüne kadarki en büyük çevre eylemleri arasına girmişti. Bölgede siyanür kullanıp kullanılmayacağı ve kaç ağaç kesildiği hâlen belirsiz.
Bitti mi? Bitmez efendim…
Daha geçen yıl; Madran Dağı'nda orman katliamı devam ediyor. Eysim Madencilik şirketinin Topçam köyü yakınındaki maden ocağını genişletme çalışmaları sırasında yüzlerce yıllık sarıçam ağaçları kesildi.
Madencilik çalışmaları yüzünden, başta Kaz Dağları olmak üzere, Türkiye’nin tüm orman alanları tahrip ediliyor, edilmeyenler de büyük bir risk altında.
Örneğin Kaz Dağları’nda 350 bin ağaç kesildiği belirtiliyor. Bu kesilen ağaçların yaşı 20 ile 100 yaşları arasında. Yani 350 bin ağaç kesildi demek yetersiz. Siz bu cümleyi şöyle anlayın: 350 bin ağacın oksijen üretimi durduruldu.
Bizde yani Samsun'da durum farklı mı sanıyorsunuz. Az daha koruma altına alınan Terme Ovası'na kömürle çalışan termik santral kuracaklardı. Neyse ki belediye başkanı ve vatandaşların çabalarıyla bu girişim geri püskürtüldü.
Onunla da yetinmediler bu kez Kanadalı bir altın firması, tuttu Kavak-Havza-Vezirköprü üçgeninde yer alan Şahin Dağları'nda altın aramak için yüzlerce ağacı, şimdilik üstelik yol açmak için kestirtti. Hatta belediyeler de bu talana destek verdi.
Şimdi altın aranacak yerlerde açılan sondaj delikleri havadan görüntülenebiliyor. Daha arama başlamadı. Başlayınca kim bilir kaç bin ağacı kesecekler? Bir de siyanürle altın arayacaklarmış. Vay başımıza gelenler!
Yine yanı başımızda Kavak'ta çimento fabrikasının bulunduğu ormanlık alanı tamamen yok etmediler mi? Bir de üstüne üstlük yeni bir tesis kurmak için de alanı genişlettiler. Koca bir ormanı yine kesip kalan edecekler. Köylünün sesini cılız buldular mı, biniyorlar tepelerine.
Çarşamba Ovası'nın ortasında kurulan biyokütle enerji santraline ne demeli peki.
Mahkemeleri de oyuncak ettiler, bilirkişilerin biri gidiyor biri geliyor.
Sözde bu santralde ağaç köklerini yakıp, elektrik üreteceklermiş. Bu ağaç köklerini nereden bulacaksınız. Ormanları kesip, odunlarını burada mı yakacaksınız diyenlere, yanıt bile veremiyorlar.
Velhasıl yurdun her köşesinde ağaç katliamı, orman katliamı.
Yaz aylarında çıkan/çıkartılan orman yangınları yetmiyormuş gibi bir de köylüler, çevreciler, doğa dostları bunlarla uğraşıyor.
Nasıl oluyor bütün bunlar?
Çünkü 2004 yılında çıkan bir maden kanunu ile orman alanlarında her türlü madene izin verdiler.
Bu yüzden bir taraftan inşaat ve orman ürünleri işleyen sektörü ayakta tutmak için ormanlar yok edilirken, diğer taraftan da orman sahalarında maden alanları açarak, ağaçlarımızı, ormanlarımız, akciğerlerimizi birer birer kesiyorlar, yok ediyorlar.
Bakın her şeye rağmen Akbelen köylüleri direniyor. Jandarma dikiyorlar, tepelerine yine de direniyorlar.
Biber gazı sıkıyorlar, yine direniyorlar.
TOMA'larla su sıkıyorlar, yine direniyorlar.
Direnecekler tabii. O ağaçlardan bir eşek yükü bile kendileri kesseler, Orman İdaresi'nden yemedikleri ceza kalmaz.
Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki YK Enerji'nin açacağı maden sahası için koskoca ormanlar kurban ediliyor.
Akbelen Ormanı'nı...
Çok net söyleyeyim; her ne şekilde olursa olsun ormanlara yönelik saldırılara kimden gelirse gelsin büyük bir öfke duyuyorum.
Hele de bu özel şirketlerin karlarına kar eklemek için yaptıkları ağaç katliamlarına zerre kadar tahammülüm yok.
Yeter artık. Doğayı rahat bırakın beyler!
Doğaya, ormanlarına sahip çıkmaya çalışan başta Akbelen köylüleri olmak üzere, bütün güzel insanları da üzmeyin...